Profesör
Charlotte BrontëProfesör Gönderileri
Profesör kitaplarını, Profesör sözleri ve alıntılarını, Profesör yazarlarını, Profesör yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Romancılar, gerçek yaşamı incelemekten bıkma lüksünü hiçbir zaman kendilerine tanımazlar. Şayet bu görevi dikkat ve özenle yerine getirecek olurlarsa bize, ışığın ve gölgenin canlı tezatlarıyla benzenmiş daha az sayıda resim verir, erkek ve kadın kahramanlarını, daha ender olarak coşkunun doruklarına çıkarır, bundan da ender olarak onları umutsuzluğun derinliklerine daldırırlar. Çünkü, bu hayatta ender olarak dolu dolu bir mutluluğu tadar, ondan daha ender olarak umutsuz bir ıstırabın buruk tadını alırız. Yer ki, gerçekten de tıpkı hayvanlar gibi, bedensel duyulara ait alışkanlıklara dalmayalım. Zevk alma yetilerimizi suiistimal etmeyelim, fazla zorlamayalım, tahrik etmeyelim sonra da daha fazla zorlayıp en sonunda da tamamıyla yok edip ortadan kaldırmayalım; işte o zaman, kendimizi gerçekten desteksiz, bütün umutları çalınmış halde buluruz. Acımız büyüktür ve sona ermesi nasıl mümkün olabilir?
Sayfa 160Kitabı okudu
O,her zaman seni, son derece sevimsiz şartlar altında gördü, her zaman da böyle görmeye devam edecek çünkü konumlarınız eşit değil ve şayet eşit olsaydı bile zihinleriniz bağdaşmayacaktı.
Sayfa 39Kitabı okudu
Her şeyin bir doruk noktası vardır, yaşamdaki her durumun olduğu gibi her türlü ruh halininde...
Sayfa 38Kitabı okudu
Onun siyah ya da hüzünlü renklerde elbiseler dışında bir şey giydiğini o ana kadar hiç görmemiştim. Orada beyazlar hem de en şeffaf bir dokudan beyazlar giyinmiş olarak pencerenin yanında beni beklemekteydi. Elbisesi elbette ki çok yalındı fakat son derece parlak, yoğun ve kat kat olduğundan son derece etkileyici ve törene yaraşacak biçimde görünüyordu. Bir duvak, başını gölgeliyor ve dizlerine kadar iniyordu, pembe çiçeklerden yapılmış küçük bir taç duvağı sıkıca örülmüş saçlarına tutturmuştu ve yumuşak bir biçimde yüzünün her iki yanından iniyordu.
Sayfa 246 - Frances'i böyle görmeyi William ile sayfalarca bekledim...Kitabı okudu
O sırada, yelkenim, bir kader dalgasının en üst kıvrımında asılıydı ve iri dalganın ilerleyen hamlesinin onu hangi sahile fırlatıp atabileceğini bilmiyordum. O anda, onun kaderini, benimkine en ince bir iplikle bile olsa bağlayamazdım. Şayet kayaya toslayıp yarılmaya veya sığlık bir yerde karaya oturmaya mahkûmsam, benim felaketimi başka hiçbir teknenin paylaşmaması konusunda kararlıydım.
Sayfa 215Kitabı okudu
Ertesi sabah, şafak sökerken kalktım, giyindim ve uykusuzluk yüzünden yerle bir olan moralimi yeniden her zamanki haline getirmek için hangi yollara başvurmam gerektiğini düşünerek, dirseğim çekmeceli dolaba dayalı halde, bir saat kadar durdum.
Birdenbire yanılsama yok oldu. İş ve gerçeklik geri geldi. Boyunduruktan henüz kurtulmuş, yirmi bir yıllık bir baskıdan bir haftalığına serbest bırakılmış bir köle olan ben, gereklilikler dolayısıyla bağımlılığın prangalarına geri dönmek mecburiyetini taşıyorum. Görev, acımasız emrini ilan ettiğinde bir efendisiz var olmanın zevkini tadalı çok uzun bir zaman olmamıştı. «Yola çık ve bir başka iş ara.» Acı verici bir zorunluluk söz konusu olduğunda hiçbir zaman oyalanmam, görev karşısında asla zevk duymam. Böyle yapmak benim tabiatımda yok.
Ben abartıdan uzak ilişkileri, konuşmaları severim. Bencilce ısrarlı okşamalar nasıl benim tarzım değilse aynı şekilde aşıkane övgülerle birine boyun eğdirmek de değildir.
Sayfa 226 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Bir çocuğa şekerler, bir deliye zillerini ve bir köpeğe de kemik vermekte aptalca bir tür zevk vardır. Çocuğun şekeri yüzüne bulaştırdığında görerek, delinin esrikliğinin onu nasıl da her zamankinden daha deli kıldığına tanık olarak ve köpeğin tabiatının kemiğiyle ortaya çıkmasını gözleyerek karşılığında alacağın zevki alırsın.
Sayfa 210 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Bir erkek, belli bir dereceye kadar kendi kendisinin efendisi olabilir ancak onun ötesine geçemez.
Sayfa 199 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Kahrolsun budala işkenceciler!
Sayfa 196 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Aşk gibi duygu, evlilik gibi bir kelime kalbine ve dudaklarına uygun düşmez onun.
Sayfa 195 - Oda YayınlarıKitabı okudu