Ebeveynlerin bilinçdışı söylemi, yani arzuları, düşleri, acıları, beklentileri çocuğun dünyaya geldiğinde bulduğu dil düzenidir. Daha henüz dünyaya gelmemişken kendisinden konuşulan ve henüz olmayan varlık, işte olması gerekendir.
Kadın bir yerde rahat olabilmek, dış dünyayla çatışmamak için katı bir üstbenlik geliştirmek zorundadır. Çünkü kadına uygulanan yasaklar ve kadından beklenen değerler daha fazladır. Katılık burada bir hastalıktan çok uyumu gösterir. Fakat üstbenliğin uyum adına bir miktar katı olmasının gerçekleşmesi de pek kolay gözükmemektedir. Çoğunlukla katı üstbenlik diğer patolojileri de beraberinde getirmektedir. Örneğin kadın katı üstbenliği nedeniyle obsesif ya da depresif kişilik yapısı geliştirebilir.
Kız çocuğunda kadınsılığın oluşumunu doğumdan ergenlik sonrası döneme kadar uzanan bir süreklilik içinde ele alabiliriz. Doğduğu andan itibaren kızın varlığını ve cinsiyetini tanıyan anne ve babanın bakışları sayesinde kadınsı narsisizmin temeli atılmış olur.
Saplantılı şekilde çocuk sahibi olma ihtiyacını gördüğümüz kadınlarda şöyle bir düşünce gelişmiştir; ya çocuğum olsun ya da hiçbir şeyim. Kendi varlıklarının tek sebebi çocuk gibi yaşanan bu durumda, depresif bir acıyı görmekteyiz. Burada yine boşluk doldurma ve bir zamanlar sahip olunup kaybedilen nesnenin yerine geçme arzusu vardır.
Kadınlık ötekine gösterilen ve dolayısıyla ötekinin bakışına ilişkin bir boyuta karşılık gelirken, kadınsı daha gizli bir şekilde oluşur. Kadınsı, genital, anal ve oral gibi derinliğe ilişkin cinsel duyarlı bölgelerle bağlantılıdır. Bu düzeyde etkin olan merkezcil dürtülerdir.