İnsan, içindeki iyiyi yitirmekten korktuğu için iyi sözcüğünün bir insan icadı olduğunu unutur. İnsanın özünde kötü olduğunu kabullenmek sanki iyi olmaktan, iyi olanı arzulamaktan vazgeçişi getirecektir. Oysa insanlık tarihi ya da en azından aydınlanma ve demokrasi mücadelesi tarihi, kötünün dışarıda değil içeride olduğunu kabullenmenin tarihidir. "İçimizdeki kötü ile ne yapacağız?" sorusuna yanıt aramanın tarihidir.