Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Teoriden Pratiğe Psikodrama

Psikodramada Seçme Konular

Deniz Altınay

Psikodramada Seçme Konular Sözleri ve Alıntıları

Psikodramada Seçme Konular sözleri ve alıntılarını, Psikodramada Seçme Konular kitap alıntılarını, Psikodramada Seçme Konular en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Daha henüz farkındalığı ulaşmamış paylaşımlar gereksiz yere grup üyelerine ve özellikle paylaşılan protogoniste sebepsiz bir ağırlık ve yük verir
Psikiyatrinin bir tıp alanı oluşunun yanı sıra uygulamalarında bireysellik de kitleleri etkileyen travmatik olaylara müdahalesini ve bu tür yaşantılar öncesinde bireyin psikolojik güçlülüğünü arttırmaya yönelik çalışmaları engelleyici olabilmektedir.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Fizikte 'görece' (referans noktası) olarak tanımlanan bir kavram vardır. Görece, olayların duruma göre yorum almasıdır. İki araba aynı hızla yan yana, örneğin saatte 100 km hızla gidiyorlarsa, birbirlerine baktıklarında birbirlerini duruyormuş gibi görürler. Bu iki kişinin referans noktaları birbirleridir (Newton, 1687). Ya da siz arabanızda saatte 140 km hızla gidiyorsanız, sizin, yani kendinizin hızı kaç km'dir? Eğer arabanın tabanını referans noktası olarak alırsak, hız sıfırdır. Ama arabanın gittiği yüzeyi, yani caddeyi referans alırsak hız saatte 140 km'dir.
Sayfa 248Kitabı okudu
"İyi bir insan olduğunuz için dünyanın size adil davranmasını beklemek, vejetaryen olduğunuz için bir boğanın size saldırmamasını beklemek gibidir..." (Dennis Wholey)
Sayfa 113Kitabı okudu
Fenichel'e göre (1974), insan ancak diğerlerinden ayrı ve farklı olduğunu hissettiği ölçüde bir bireydir.
Birey psikolojik olarak bir hasar aldığında veya tıkanıklık yaşadığında,iç dünyasına ilişkin deneyimler eksik, yarım,sert,gereksiz ve sonuçsuz arayışlar olarak kalır . Bireyi tanıma, iyileştirme,geliştirme çalışmalarında her bireye ayrı bir dünya olduğunu bilerek neleri barındırdığından asla emin olmadan ve kesinlikle özenle dokunmak gerekir .
Sayfa 64 - Nobel Yayınları
Reklam
Birey içgüdülerle birlikte doğar. Ama içgüdüler karşısında tutumunu belirlemek kendi seçimidir. Dış dünyadan gelen etkilerin bir piyonu olup olmayacağı da kendi seçimiyle belirlenir.
Sayfa 256Kitabı okudu
Moreno, spontanlığı iki gelişim yönüyle ele alır. Bunlardan biri yapıcı spontanlıktır; ya yeni koşullara uygun olumlu bir tepki ya da eski koşullara yeni bir tepkidir. Aynı şekilde spontanlık, ruhsal, sosyal ve ekolojik alanda yıkıcı olabilir. Eğer insan bu yıkıcılık gücünün korkusu altında kalarak spontanlık yeteneğini baskı altında tutarsa, kendi yaşamına ve varlığına biçim vermede, ilişkilerinde bir felç olma, katılaşma durumu içine girer. Psikodrama tedavisinin asıl amacı, spontanlığı başıboş hale getirmek ya da aşırılığında baskılamak değildir. Psikodramada asıl amaç, insanın bu yeteneğini hem bağımsız hale getirmek, hem de onu insan yaşamına biçim ve yön vermede diğer yetenekleriyle özdeşleştirmektir. Moreno'ya göre engellenmiş olan yaratıcılık, yaratıcılık nevrozuna neden olur. Bu da insanın her türlü yüksek kapasitesine rağmen kendini gerçekleştirmesine engel teşkil edecektir.
Moreno'ya göre, doğma eylemini başara- bilmiş olan bir bebek, büyütülürken, doğuştan getirdiği hayal gücü ve oyunla geliştirilmesi gereken spontanlığı bastırılmıştır. Spontanlığın bastırılması, yaratıcılığın da gelişmesini engeller. Spontanlık ve yaratıcılığı gelişememiş bir birey üretken olamaz. Freud, bize dürtü kuramını miras bırakarak ruhsal aygıtımızı tanımada bir yol açmıştır. Bu yol, anne Freud'un yoludur. Freud, "Farklı insanları açlığa mahkûm edersek, açlık dürtüsü arttıkça bireysel farklılıklar bulanıklaşacak ve bunların yerine tek bir biçim zorlayıcı dürtünün dışavurumu ortaya çıkacaktır," diyor. Ne var ki, Hitler'in toplama kamplarında uzun yıllar yaşamış insanlarla yapılan çalışmalarda bunun tam tersi olduğu ortaya çıktı. Açlık aynıydı ama insanların davranışları farklıydı. Kimi insan kendini tasarlanmış kaderine terk ederken, çok küçük de olsa bir şeyle yaşamlarına anlam katabilmiş insanlar bu kamplardan sağlam çıkarak yaşamlarını sürdürebildiler. Yaşamlarına anlam katan, onları güçlü tutan hikayelerini bizlere anlatarak hayranlığımızı kazandılar. Bize cesaretin örneklerini gösterdiler.
Sayfa 255Kitabı okudu
biri özgürleşebilmektir, ancak bu çaba kimi zaman yanlışlıklara neden olmaktadır. Özellikle travmayla farkında ve bilinçli olarak özgürleşmeye çalışabiliriz ya da çeşitli savunma mekanizmalarını farkında olmadan kullanırız. Çekirdek ilişkideki bazı kişileri ya da travmatize olmamızın kaynağındaki kişiye olan duygu, düşünce ve tepkilerimizi transferans (aktarım) yoluyla farklı kişilerle olan ilişkilerimize taşımamız olasıdır. Bu da bireyleri gerçek olmayan ilişkiler zincirine götürür. Örneğin, iş yerindeki bir arkadaşınızı bilinçdışı düzeyde annenizmiş gibi algıladığınızda, siz ondan farkında bile olmadan annelik davranışları beklerken, asıl iş ilişkiniz bozulabilecektir. Ya da iş yerindeki patronunuzu yine hiç farkında olmadan duygusal istismara uğradığınızda babanız olarak algılıyor olmanız, tüm ilişkideki duygu dengesini bozacaktır.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
“İyi bir insan olduğunuz için dünyanın size adil davranmasını beklemek, vejetaryen olduğunuz için bir boğanın size saldırmamasını beklemek gibidir..”
Moreno, insanın varoluşunun özünde diğer insanlarla birlikte var olmanın yattığını vurgular.Moreno’ya göre diğer insanlarla bağlantıları olmayan insan, SOSYAL BİR KURGUDUR.
Kuantum fiziği, hem felsefi hem de bilimsel boyutta sistemlerin oluşturduğu tüm parçacıkların bir rolü olduğunu, daha doğrusu sistemi oluşturan her parçadan yayılan enerjiyle sistemin oluştuğunu ve bütün olduğunu söyler. Doğada hiçbir şey tesadüf değildir. Her atom-altı parçacık görevini bilir ve yerine getirir. Birçok filozof aslında bu fizik kanunlarının, bilincinde olarak veya olmaksızın her şeyin birleşip 'tek'i oluşturduğunu savunur. Ve bu doğrudur. Moreno da insanı oluşturan şeyin doğasında bu yaşa dek öğrendiği rollerin olduğunu ve bunların toplamın- dan oluştuğunu söylemiştir
Sayfa 252Kitabı okudu
Moreno'ya göre insanın asıl düşmanı, yarattığı makineler ve bu kültürel konservelerdir.
Eğer Descartes'ın dediği gibi, zihnimiz maddesel varlığımızdan tümden farklıysa ya da Newton'un dediği gibi, insan zihninin evrende hiçbir rolü yoksa, insan ve doğa arasında nasıl bir ilişki olabilir ki? Bu sorunun göz ardı edilmesi sonucu, çoğumuz hayatın küçük bir parçacığını yakalayıp, bu parçacıktan hayatın bütününü keşfedebileceğimize inanır olduk," der
Sayfa 248Kitabı okudu
33 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.