Psikolojik İlk Yardım kitabından bir alıntı: “Tüm bunlar gerçek mi, ben hasta mıyım? Daha hasta olduğumu bile kabul edememişken tedavim başlıyor. Neyse yapacak bir şey yok. İlaç damarlarımla buluştu bile ve ben yeni arkadaşlarımla sohbet etmeye devam ediyorum. Herkes birbirine hastalık hikayesini anlatıyor ve herkes herkese her şeyi elbette sorabiliyor.” diyor
Tülay Kök . Başa gelen musibeti kabullenmekle alakalı resimler beliriyor zihnimde. Hayal kırıklığına sebep olan şey en çok da başa gelmeyeceğine olan inanç ve beklentiymiş. En çok da bu yüzden kabul edilen andaki hüzün, belki de musibetten yıllar sonra çöküyor insanın yüreğine. Evet, diyor insan, ben bununla mücadele ettim.
Felsefenin Tesellisi kitabındaki hayal kırıkılığı yaşamanın sebeplerini anlatan bölümde de, buna sebep olan şeyin, onu hiçbir zaman beklemiyor olmaktan geldiğini anlatıyordu.
Bu cümleleri okurken biraz da toplu musibetlerdeki handikapı gözlemliyorum. Bir yandan aynı olayı yaşayan insanlarla bir arada olmanın verdiği herkesin her şeyi elbette sorabiliyor olmasının zaman zaman can sıkıcılığı, bir yandan aslında büyük bir acı yaşıyorken, bu musibeti yaşayan pek çok insanın içinde bulunmaktan gelen acıyı normalleştirmek ve yok saymak. Yine de yalnız başına hissediyor olmaktan iyi geliyor yanında aynı hisleri paylaşan birilerinin olması insana. Yine de, “Kim kimi ne kadar anlayabilir, kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle?” satırlarındaki çaresizliği ve fark edişi hatırlıyorum, fark edişi, insanın yalnız olduğunu.
İlaç adayı kitaplarda bugün.
Psikolog Tülay Kök, kanser ve kemoterapi sürecinde yaşadıklarını 143 sayfada anlatırken yakınlarınıza psikolojik ilk yardımda bulunabilmeniz için size tecrübe edilmiş tavsiyeler sunuyor.
İç sayfalara göz atmayı unutmayın.
⬇️
kitapyurdu.com/kitap/psikoloji...
Psikolojik İlk Yardım
"ayrılığın bu denli acı olmasının bir diğer nedeni insanın unutulmak fikri karşısında hissettiği korkudur. terk edilen insan günün her dakikası sevdiği insanı düşünür ve kendi kendine sorar: 'o da beni düşünüyor mudur? ben aklına geliyor muyumdur?' sadece kendi kendine de sormaz. etrafında bu ayrılığı bilen herkese sorar, terapiye gidiyorsa terapistine de sürekli bu soruya sorar: 'acaba o da beni düşünüyor mu?' çünkü ayrılık acısı çeken biri için unutulmak yok olmak anlamına gelir."
tülay kök - psikolojik ilk yardım