Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Derin Devletin Kurbanları

Pusu

Şamil Tayyar

Pusu Gönderileri

Pusu kitaplarını, Pusu sözleri ve alıntılarını, Pusu yazarlarını, Pusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Yaratılmış olduğunun farkına varanlar için,yalnızlık ne kadar yabancı bir kelime.''
Sayfa 177
''Kürt sorunu bugün Türkiye'nin gündeminde enflasyon ve işsizlikten çok daha önemli bir boyut kazanmıştır. Sorunun çözümü için somut ve kapsamlı öneri üreten hemen hemen yok gibidir. Ayrıca hiç kimse kusurlu olduğunu kabul etmemektedir. Sorunun bugüne kadar çözülememesinin tek sebebi Türkiye'nin bunu çözecek demokratik olgunluğa erişememiş olmasıdır.
Sayfa 65
Reklam
Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz'ün cephanelikle ilgili gazetecilerin soruları üzerine yaptığı ironi, nasıl bir vahim tablo ile karşı karşıya olduğumuzu göstermesi bakımından önemlidir: "Dünyanın ekolojik dengesi bozuldu,topraktan silah fışkırıyor."
Sayfa 29
256 syf.
·
Puan vermedi
Halkın hafızasında soru işareti bırakmış şüpheli ölümler ve ölümlerin neden şüpheli olduğu anlatılmış.Bu tarz kitaplar özellikle sağ kesimde büyük talep görür, olay hakkında ilerlemek yada bir takım olayları farklı yöne çekmek yada olayların üstünü kapatıp hedef! saptırtmak için yazılan bu kitaplar çoğu zaman başarılı olmuştur.Yazarı bilindiği üzere meşhur gazetecidir.Kitabı yazarken olarlarla ilgili ilerleme gibi bir isteği olmamıştır.Okuduğum baskı 2012 yılına aittir.Yazarın kitapda delil olarak gösterdiği gazete ve dergilerin neredeyse hepsi fetonun gazete ve(zaman ve aksiyon) dergisidir.Bu yazılanları bugün okuyunca gazetecilere olan inancınız çoook artıyor!Kitapda geçen isimler halk nazarında suikast sonucu öldürülmüşdür diye meşhurluğu var diye ki kitabın basım ve satış durumu bunu gösteriyor birilerine daha doğrusu rüzgara göre yazılmıştır.Çoğu gazeteci gibi hakikatin değil birilerinin peşinden koşulmuştur.Bu tarz kitaplar çok satsada asla doğru ok atmıyor.Maçası yiyen 25 martta Muhsin başgan ondan önce 25 şubatta Behçet başganın ölümüne yoğunlaşır.Bu kitabı okumayın.!Çok sinirli olduğum için düzgün cümle kuramamış olabilirim, yanlış anlaşılmışta olabilirim.Bunun içinde sizlerden özür dilerim.
Pusu
PusuŞamil Tayyar · Timaş Yayınları · 2013117 okunma
Her istihbarat teşkilatının uzman olduğu bir alan varmış, bizimkilerde trafik kazasında uzmanmış. Muhsin Yazıcıoğlu
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Çok bilgi öldürür.
Yakın tarihe ve özellikle siyasi konulara alakanız varsa mutlaka okuyun. Bu bir öykü veya roman değil. Yazar zaten araştırmacı/gazeteci. Yazdığı her kişi ile de bir hukuku olmuş. Ölümler şaibeli gelmiş -ki pek çok insana göre şaibeli aslında-, kafasındaki soru işaretlerini derlemiş. Ama elbette ki sonuç odaklı değil. 90’ların başında yükselişe
Pusu
PusuŞamil Tayyar · Timaş Yayınları · 2013117 okunma
Reklam
‘Süper Vali’ Recep YAZICIOĞLU ve Türkiye hk düşünceleri
O’na göre Türkiye, kağıt üzerinde düzenli ama fiiliyatta iflas etmiş bir ülkeydi. Bürokrasi, bu güzel ülkenin canına ot tıkıyordu. Eline geçirdiği hiçbir ipin ucunu bırakmak istemiyordu. Merkezî yapının mutlaka değiştirilmesi ve yetkilerin yerel yönetimlere devrinde ısrarlıydı. “Tüm valiler seçimle işbaşına gelmelidir.” diyordu. Siyasetçilere de kırgındı. Bu hantal bürokratik yapıyı değiştirmek için cesur davranmadıklarını, iktidar olduktan sonra zamanla pu paslı çarkların birer dişlisi haline geldiklerini düşünüyordu. Popülist değildi. Halka da söyleyecek sözleri vardı. Diyordu ki, “Kurtarıcı yoktur. Halkın kendisi önce kendini kurtarmayı, kurtarıcılardan medet ummamayı öğrenmelidir.”
Sayfa 218Kitabı okudu
“Yaratılmış olduğunun farkına varanlar için, yalnızlık ne kadar yabancı bir kelime.”
Sayfa 177 - Bedri İncetahtacıKitabı okudu
“Güneydoğu’da tetik timi ve menfaat timi var. Menfaat timi tetikçiye görev veriyor. Tetikçi, Özel Harekât elbisesini giyip o kişiyi alıyor, sonra öldürüyor, jandarma bölgesine atıyor... Kimi terörle mücadele, kimi cep mücadelesi yapıyor... Jandarma’da Yeşil’i tanımayan yoktur. Önceleri Cem Ersever ile birlikteydi, sonra General Veli Küçük’ün adamı oldu. Veli Küçük önceleri JİTEM’de görevliydi, sonra personel başkanı oldu...”
Sayfa 167 - Astsubay Hüseyin Oğuz’un Susurluk Raporu’ndaki ifadesiKitabı okudu
Önemli açıklama
“JİTEM adı verilen kuruluş resmen yoktur ancak JİTEM adı altında bir örgüt kurulmuş ve bunun istihbarat içinde kalmadığı, uygulama ve infaz da yaptığı anlaşılmıştır. Ayrıca, varlığı tartışılan kurumun elemanları devletin resmî unvanını ve silahını kullanarak kişisel çıkarlar sağlamak adına, eylemlere girmiş ya da eylemcileri korumuştur. Cem Ersever olayı, Mustafa Deniz ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın faaliyetlerinde devletin kullanılması ve bazı devlet yetkililerinin koruma ve çıkar sağlamadaki pervasızlıkları ülke yönetimindeki zafiyeti ortaya koymuştur.”
Sayfa 166 - Dönemin CHP İçel Milletvekili Fikri SAĞLARKitabı okudu
Reklam
“...JİTEM bölgede etkili çalışmalar yapmıştır. Bunların çoğundan da mahallî Jandarma birliklerinin dahi haberi olmamıştır. Zaman içinde, JİTEM bünyesinde görev alan sivil ve askerî şahısların faaliyetleri yörede dikkati çeker hâle gelmiştir. Bünyesinde çok miktarda korucu ve itirafçı bulunması sebebiyle ferdî suç oranı yükselmiştir. Bölgeden zaman içinde ayrılan bu unsurlar, faaliyetlerine uygun ortamlarda devam etmişlerdir. Bu gruptan iki kişi kamuoyunda olağanüstü tanınmıştır. Birisi, Binbaşı A.Cem Ersever, diğeri Mahmut Yıldırım (Yeşil)’dır.”
Sayfa 165 - Susurluk Raporu’ndanKitabı okudu
Jitem
1980 öncesi ideolojik kökenli terör eylemlerinin yoğun olduğu dönemde, daha çok “kontrgerilla” olarak tanımlanan devlet içindeki gayrînizami oluşumlar, Susurluk sonrası “JİTEM” ismiyle anılmaya başlandı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da çok sayıdaki faaili meçhul cinayetin adresi olarak gösterildi. Ergenekon süreci ise JİTEM’i “alt başlık” haline getirdi. Yani, JİTEM,büyük karanlık yapının tümü değil, parçasıydı. (JİTEM: Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Teşkilâtı)
Sayfa 164Kitabı okudu
Susurluk Kazası
Türk siyasetinde bir dönüm noktası olan bu kaza, aynı zamanda, derin bir tramvaya yol açtığı toplumun belleğine kazınmıştı. Kimi zaman bu ruh hâli, paranoyak bir hâl aldı ama toplumun sinir uçları bu tür çeteleşmeler karşısında daha duyarlı hâle geldi. Hatta Türk siyasi literatürünün bile bu süreçten etkilendiğini söyleyebiliriz. “Derin Devlet” kavramı, bu sürecin ürünüdür. Bu kavramın fikir babası ise dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’dır.
Sayfa 130Kitabı okudu
Susurluk Kazası
Abdullah Öcalan’a yönelik Suriye’deki suikast planının üzerinden 6 ay geçmeden Mercedes ve kamyonun yolları, Susurluk’ta yeniden kesişti. Tarih, 3 Kasım 1996. 20 RC 721 plakalı bir kamyon ile 06 AC 600 plakalı bir Mercedes, Balıkesir-Bursa karayolu üzerindeki Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde, saat 19:25 sularında çarpıştı. Mercedes’te DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak, Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ, Abdullah Çatlı ve İzmirli manken Gonca Us vardı. Bucak ağır yaralı olarak kurtulurken, diğerleri olay yerinde öldü. Herkes şaşkınlık içindeydi. Bir emniyet müdürü, bir milletvekili, bir katliam sanığı ve bir mankenin aynı araç içinde ne işi olabilirdi? Zaman geçtikçe anlaşıldı ki “devlet-mafya-siyaset” üçgeninde, derin ilişkiler ağı kurulmuştu. Bu kaza, Türkiye için bir dönüm noktasıydı.
Sayfa 110Kitabı okudu
Turgut Özal’ın Musul&Kerkük arzusu
Özal, komutanlardan toplantıya hazırlıklı gelmelerini istemişti. Toplantının başında komutanlar, Irak ordusunun askerî gücü hakkında bilgi verdi. Sunumu biraz abartılı bulan Özal, “Irak ordusunun silahları eski, gücü zayıf” diyerek Torumtay’a döndü: “Musul ve Kerkük’e girersek zayiatımız ne olur?” Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay sessiz kaldı, Devlet Bakanı Güneş Taner söze girdi: “30-40 bin arasında asker zayiatımız olur.” Torumtay şaşkındı, kinayeli bir üslupla Taner’e cevap verdi: “Sayın Bakan, bilginiz karşısında şaşırdım.” Özal, o uzun toplantıda planını ayrıntılı olarak anlattı: “Federasyon kurularak Musul Ve Kerkük Türkiye’ye bağlanabilir.”
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.