Atatürk, Ayasofya'yı "din" ve "camii" düşmanı olduğu için müze yapmadı; Atatürk, Ayasofya'yı 916 yıllık Hristiyan, 481 yıllık Müslüman geçmişine saygıyla "korunması, sergilenmesi ve geleceğe aktarılması gereken ortak kültür mirası" olarak görüp müze yaptı. Böylece faşizm çağında tüm dünyaya barış, kardeşlik, hoşgörü, tarihe, kültüre, dinlere, uygarlıklara saygı mesajı verdi. Atatürk bu kararıyla bir kere daha çağını aşmış bir deha olduğunu herkese gösterdi. Bugün bu kararı alanlar ve değişik kaygılarla bu kararı alkışlayanlar ise medeniyet algısı, dünya görüşü bakımından 1934'teki Atatürk'ün çok gerisinde olduklarını herkese gösterdiler.
12 Ada ve Ege Adaları Lozan'da kaybedilmedi. İsmet Paşa Lozan'a giderken bu adalar yaklaşık 10 yıldır düşman işgali altındaydı. Büyük devletlerin 1914 notasıyla "sözde" Türkiye'ye bırakılan, ancak fiilen işgal altında olan, Sevr Antlaşması ile Yunanistan'a ve İtalya'ya verilen üç adadan (Bozcaada, Gökçeada, ve Meis) ikisi Lozan'da kurtarıldı. Türkiye Lozan'da fiilen elinde olan hiçbir adayı kaybetmediği gibi fiilen elinde olmayan iki önemli adayı da kurtardı.
"Yapamam! Hepimiz Müslümanız! Yemin ederim ki, namusum üzerine söylerim ki (Hatay'ı) bırakmam! Çok temenni ederim ki, Fransız hükümeti aklını başına toplasın. Namusum üzerine söylüyorum bırakmam. Kendileri bilirler!"
Mustafa Kemal Atatürk
"Bir istikamette yürümek azminde olan ve hareketinin, ayağına bağlı zincirlerle güçleştirildiğini gören insan ne yapar? Zincirlerini kırar ve yürür!"
Mustafa Kemal Atatürk
Dr. Safiye Ali göreve geldikten sonra Almanya, İsviçre ve Avusturya gibi ülkelerde kurulan çocuk müzelerini örnek alarak anne ve çocuklar için bir çocuk müzesi kurdu.
Osmanlı'da tarikatlar da devleti yönetmek istedi. Bu bağlamda kıyasıya bir Bektaşi ve Mevlevi rekabeti yaşandı. 17.yüzyıldan itibaren Osmanlı padişahları Konya Mevlevi Çelebisinden kılıç kuşanmaya başladılar. Daha sonra Bektaşiler, Yeniçeriler üzerinden devleti kontrol etmek istediler.