Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Quo Vadis Şiir?

Kemal Gündüzalp

Quo Vadis Şiir? Sözleri ve Alıntıları

Quo Vadis Şiir? sözleri ve alıntılarını, Quo Vadis Şiir? kitap alıntılarını, Quo Vadis Şiir? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Güncel bir olgu, olay karşısında sözlü tepkileri yazıya dönüştürmek, başka deyişle düzyazıyla karşı çıkmak elbette mümkün ve doğru, ancak böylesi durumlarda şiirin daha çok etkili olduğu da yadsınamaz. Bu nedenle John Berger’in bir dergide “Kum Fırtınası” köşesinde yayımlanan yazısını okurken, birkaç cümlesi dikkatimi çekti. John Berger, şöyle diyor: “İşi geleceğe bırakamayız. Gerçeğin zamanı yaşadığımız an’dır. Giderek bu gerçeği kavrayan düzyazı değil, şiir olacaktır. Düzyazı şiirden daha çok işi zamana bırakır: Şiir ise kanayan yaraya seslenir.” İşte şiirin önemi de galiba buradadır. Şiir çoğu kez ertelemez.”
Sayfa 97 - Alkali KitapKitabı okuyor
İşte şimdi o güzel ozan da dayanamadı ve yazdı: “Şiirin Geçici İntiharı” diye ve ne kadar da haklı! Oysa aslında o da biliyor ve imliyor ki, aslında “geçici intihar” olmaz, ya başarısız intihar “girişim”i vardır ya da ölüm, üstelik ancak yaşayanlar böyle bir “teşebbüs”te bulunabilir. Daha yazısının başlarında “hiç üstlerine alınm”ayan ozanlara değiniyor Ah- met Erhan. Kuşkusuz yukarıda değinmeye çalıştığım “modernist mırıldanmalar”ın çok büyük etkisi oldu. İlginç bir söz kullanıyor Ahmet Erhan; “o bildik tutuculuğu”nda... Okur, hayat’ın ve buna bağlı olarak şiir’in dışına itildi böylece.
Sayfa 61 - Alkali KitapKitabı okuyor
Reklam
“Şöyle diyor Yılmaz Odabaşı: “Ama İkinci Yeni ve 80’li yılların şairleri Türkiye şiirinin gelişmesine çok büyük katkı sağladılar.”12 Kuşkusuz şiiriyle Ahmed Arif, İkinci Yeni’nin tam karşısında olan bir ozan değildi. Örneğin Cemal Süreya’ya yakınlığı biliniyor. Zaten Cemal Süreya, bana da yıllar önce, 1974’te: “Güneydoğu’da Ahmed Arif’ten sonra şiir, Bekir Yıldız’dan sonra öykü yazılmaz sanıyor(d)um” demişti. Bunu çok düşündüm. Yıllarca.”
Sayfa 32 - Alkali KitapKitabı okuyor
“Yıllar önce Turgut Uyar ’ın söylediği sözler yeniden gündemde. Turgut Uyar, “şiir çıkmazdadır, çünkü insan çıkmazdadır” demişti, değil mi? Ne garip, o gün çıkmazı aşmaya çalıştı ozanlar, aştılar gibi de. Ancak yeniden büyüdü çıkmaz ve bugün, artık şiir diye yazılanlar insanı boğuyor. Kimse kusura kalmasın, gerçekten artık kötü şiirler yazılıyor, sıradan, anlamsız ve alt alta yazılmış dize kırıntıları ya da satırlar.”
Sayfa 53 - Alkali KitapKitabı okuyor
“Derin bir yazınsal, kültürel, sanatsal gelenekten gelmeyen, temiz duygularla dolu, arzulu, naif ve eleştirel bakıştan yoksun Türk okuru” iyi şiiri kötü şiirden yeterince ayıramadı. Ancak yine de şiirin bu noktaya gelmesinde herkesten çok ozanların “kabahati” olduğu unutulmamalıdır. Kendi içine çekilirken topluma, insana, toplumsal denilene de gittikçe duyarsızlaşan ozanın sınıfını geçmesi için yalnızca gözünü değil, yüreğini de yeniden insan’a açması gerekiyor şiirde.”
Sayfa 47 - Alkali KitapKitabı okuyor
Sözlü kültürle görsel kültür arasına sıkışan şiir
Herkesin, özellikle belli bir yaş döneminde şiir yazdığı bir toplumda yaşadığımız kesin ama sonra şiirden uzaklaştığı, hatta yaşamından çıkardığı insanlarla birlikte olduğumuz konusunda çok konuşuldu, yazıldı. Bu konuda eleştirel bakanlar da var. Oysa unutulan şudur: Bu toplum, kökleri “matbaa”nın gecikmesine dayanan nedenleri de olsa, sözlü kültür dönemini aşamadı, yazılı kültürü içselleştiremedi. Bir yaşama biçimi haline gelmedi yazı! 60’lı-70’li yıllarda tam yazılı kültür dönemi yaşanabilir der-ken, dünyadaki teknolojik gelişmelere bağlı olarak, birdenbire “görsel kültür” dönemine geçildi. Görsellik nicedir egemen kültür biçimi haline geldi. Ardından herkesin bildiği çok kanallı televizyon, hatta bir ara video salgını, cep telefonu, şimdilerde de VCD dönemi, hatta DVD dönemi yaşanıyor. Sonra, işte internet!
Sayfa 103 - Alkali KitapKitabı okudu
Reklam
Şiir ertelemez!
John Berger, şöyle diyor: “İşi geleceğe bırakamayız. Gerçeğin zamanı yaşadığımız an’dır. Giderek bu gerçeği kavrayan düzyazı değil, şiir olacaktır. Düzyazı şiirden daha çok işi zamana bırakır: Şiir ise kanayan yaraya seslenir.”1 İşte şiirin önemi de galiba buradadır. Şiir çoğu kez ertelemez.
Sayfa 105 - Alkali KitapKitabı okudu
Şiir iyileştiricidir
Şiir iyileştiricidir, yalnızlaştırıcıdır. Düzyazı elbette akla seslenen, zaman zaman kuru ama sığ değil; mantıklı, soğukkanlı yaklaşımının ötesinde, şiir bazen “acil servis” görevi üstlenebilir. “Şiir yitirilmiş bir şeyi bize yeniden veremez, ama yitirilen şeyle aramızda oluşan ayrılığa kesinlikle karşı çıkar.” Şiir bu anlamda net, kesin ve açık bir karşı duruştur! Düzyazının yapısından kaynaklanan “ağırlığı”nın, soğukkanlılığının tersine; “Şiir her şey arasında yakınlık kurarak dilin yaşantıya ilgi duymasını sağlar.” John Berger, ağıt örneğini vererek şöyle der: “Şiir dilin kendisine seslenir.”
Sayfa 105 - Alkali KitapKitabı okudu