Kahvesinden bir yudum alıp, kısık bakışlarıyla içimi okurcasına:"Uzak diyara ilk kez gelmen küstürmemiş seni," diyor. "Yüreğin yemyeşil sevgi dolu... Kendini seviyorsun. Senin için cennet olmalı yalnızlığın! Yalnızlar yüce dağlar gibidir; ruhları kızarık olgun bir elmadır."
...güneş altında parıldayan uzun boylu genç kızlar, türkülerle ezilip, çiğnenen kral Dehâk, göğe ağan demirci Kawa, özgürlüğe susamışlıklarını dile getiriyordu...
Ne güçlü bir demirci! Diye düşünürken; "Kawa" diye fısıldıyor usta, gözlerimin içine bakıyor: "Yüreğimizdeki sevgi kardeşlik kokusu yok olmasın, sarsın yediveren gülleri gibi her yanı..." Diyor.
Acıyla yoğrulmak yüreğimizi çelikleştirdi, yüreğimizdeki sevdayla beslendik dirildik. Nice savaşlar, isyanlar, nice kıtlıklar, nice zulümler gördük. Öte dünya var mı yok mu bilmem!!!