Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seçme Başyazılar

Rejim ve Devrim

Doğan Avcıoğlu

Rejim ve Devrim Sözleri ve Alıntıları

Rejim ve Devrim sözleri ve alıntılarını, Rejim ve Devrim kitap alıntılarını, Rejim ve Devrim en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'ndan hemen sonra söylediği şu sözler, tarihten ders almak isteyenlerin kulağına küpe olmalıdır: "Devrimin kanunu mevcut kanunların üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarımızdaki cereyanı boğmadıkça başladığımız devrim bir an bile durmayacaktır. Bizim devrimizden sonra da bu böyle olacaktır."
İktidarı ele geçirenler, Anayasa'nın dar elbisesini zorlayarak, hatta yırtarak onu vücutlarına uydurmayı, ister istemez deneyeceklerdir. Zekâları ölçüsünde karşı güçleri aldatarak ve komünistlik tabuları ile bölmeye uğraşarak iktidarlarını güçlendirmeye çalışacaklardır.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Sandıktan çıkmadı diye, Atatürk döneminin devrimcilikte yetersiz kaldığını ileri süren Ecevit, oy goygoyculuğundan ibaret bu halk dalkavukluğunu, Halkçılık ve Devrimcilik etiketiyle sunmaktadır. Tutucu güçler yararına işleyen sandıkçılığı, Halkçılıkla eş anlamda kullanmaktadır. Halkı değil, ama halk sömürücülerini gocunduran devrimci gençlik ve öğretmen hareketlerinden "halk kızar" gerekçesiyle uzak durmaktadır. Altıncı filo tahriklerini, Kanlı Pazarları, Nurcu ve Süleymancı saldırılarını, Taylan Özgür cinayetini kınamaktan kaçınmaktadır. "Devrim yobazları" dediği devrimcilere ise veryansın etmektedir. Ecevit, bu tutumuyla sandıktan çıkarak, Atatürk'ün başaramadığı büyük devrimleri başarmak iddiasındadır. Sandıkçılık ile devrimciliği, Halkçılık ile halk dalkavukluğunu karıştıran bu yeni tip devrim anlayışı, Ecevit'in özlediği halk devrimine herhâlde ulaştırmayacak; ama onu Kemalizmden ve gerçek devrimcilikten kesinlikle uzaklaştıracaktır.
Ekonomik çöküntüye çare bulamayanların, bu çöküntüyü görenlere küfür yağdırmaları, bir aczin itirafından başka bir şey değildir.
Sosyal baskı ve kanunlar, fikir hürriyetinin gelişmesini önlemiştir. Halbuki asıl korumamız ve geliştirmemiz gereken şey fikir hürriyetidir. Bu memleket, en çok fikirsizlikten çekmiştir.
Halk, halktan yana olanlarla beraber değildir.
Reklam
Sermaye birikimin çok düşük seviyede bulunduğu bir toplumda, özel teşebbüsün gelişmesi demek, düşük ücret, fazla kâr, bol sayıda milyoner ve biraz da enflasyon demektir.
Suçlu, egemen sınıfların borusunu öttürerek ülkeyi perişan eden politikacılar değil, bu rezilliğe isyan eden devrimci gençliktir. Cici demokrasimizde, hesap sormaya yerden göğe kadar haklı olanlar suçlu, rezilliğin hesabını vermesi gerekenler ise, yargıçtır...
Sayfa 120Kitabı okudu
Son yirmi yıl, Cumhuriyetin tasfiye edemediği bu geri unsurların, halkın oyunu kolayca alarak sağladıkları egemenlik dönemidir.
Diyelim ki Amerikan Hükümeti Türkiye'ye 100 milyon liralık buğday vermiştir. Bu buğdayların satışı ile Merkez Bankası'nda 100 milyon lira birikmektedir. Türk Hükümeti bu parayı ancak Amerikan Hükümeti'nin müsaadesi ile harcayabilir. Böylece Türk ekonomisi tam bir kontrol altında tutulabilmekte, Amerikan Hükümeti milyarlarca Türk lirasının kullanılmasında söz sahibi yapılarak, devlet içinde devlet olma durumuna getirilmektedir.
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
Paşa, bir çıkış yolu aramayı reddetmekte mazur sayılabilir. Ama genç nesiller, gerçeklere gözlerini yumamazlar. Onlar, mahvolmanın ötesinde bir çözüm yolu bulmaya mecburdurlar. Sonra da kötü olur diye, -daha kötüsü can sağlığı ya- yaklaşmakta olan bir iflasa seyirci kalamazlar. Paşa yeryüzünün bütün şimşeklerini üzerlerine yağdırır diye, dünyanın yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafinda döndüğünü söylemekten vazgeçemezler.
Sayfa 83 - Paşa denilen, İsmet İnönü.Kitabı okudu
Esasen Türkiye'de şimdiye kadar bütün seçimlerde varlıklı sınıfların düdüğünü en iyi çalan siyasi partiler devamlı sandıktan çıkmıştır.
Feodal kalıntılardan hâlâ kurtulamamış ve az sayıdaki işçisi dahi bölgesel bağlılıkların etkisi altında bulunan bir toplumda parlamentoculuk, geri unsurların egemenliğini sağlamaktadır.
Hükümet, ne kadar sağcı olursa, Türkiye ile Amerika arasındaki bağlar o kadar kuvvetlenecektir!
İşadamının anladığı özgürlük, işçinin ve işçi safında yer alan devrimci gençliğin kurşunlanması pahasına, sermayenin özgürlüğüdür. Basın kralının anladığı özgürlük, rotatiflerin mülkiyetine dayanarak, para ve kudret kazanma özgürlüğüdür. Politikacının anladığı özgürlük, halkı uyutma ve muvafık-muhalif kol kola bol keseden nutuk atma özgürlüğüdür.
Sayfa 117Kitabı okudu
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.