Saramago külliyatı çok uzun zamandır listemde.
Ve yanlış kitap ile başladığımı düşünüyorum.
Hayatımın en sıkıcı okuma deneyimlerinden birisini sundu Saramago, ilk kitabı Ressamın Günlüğü ile. Roman mı deneme mi otobiyografi mi bilemiyorum, belki de hepsinden biraz. Tek bildiğim bu kitap Saramago okumalarına başlangıç kitabı olmamalı.
Öfff Pöfff. Bunaldım, daraldım. Ola ki amaçlanan bu iç sıkıntısı bile olsa (ki sanmıyorum) bu kadar sıkıcı bir metni okuyacak kadar uzun değil hayat. Portekiz’in yakın tarihi ile ilgili bilgilendirici paragraflar ve romana son çeyrekte dahil olan M. karakterinin katkılarını saymazsak, her bir sayfası birbirinden sıkıcı ve gereksiz ayrıntılarla dolu. Kurguda sert geçişler, ana karakterin okuru yoran dönüşümü de cabası.
Saramago ile ilgili tespitlerimi, meşhur Körlük kitabını okuduktan sonra sonuçlandırmak niyetindeyim. Edebi zevkine güvendiğim dostlar, daha keyifli olduğunu söyler...
Ayrıca, bu kitabı öneren arkadaşım (o kendini biliyor) bir Soseki okuması borçlusun bana...
Bilgin olsun...