En Eski Rezonans Kanunu kitaplarını, en eski Rezonans Kanunu sözleri ve alıntılarını, en eski Rezonans Kanunu yazarlarını, en eski Rezonans Kanunu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitap evrendeki herşeyin titreşimler aracılığı ile birbiriyle iletişimi olduğunu ve bu titreşimler birbiri ile uyumlu ise bir şekilde bireylerin veya nesnelerin birbirini çekeceğini anlatıyor
Yazar başta çokca buna inanmayı mantığınız reddedebilir,okurken bunların bilimsel olarak kanıtlandığını bilerek okuyun gibi şeyler söylemiş, çünkü içinde gerçekten fantastik şeyler var peki neler bunlar
Beynimizin ve kalbimizin birbiri ile bu titreşimler aracılığı ve rezonans alanı (titreşimin etki ettiği alan) sayesinde iletişimde olduğu ve sanılanın aksine beynin rezonans alanı kalbinkinden çok daha küçük olduğu savunulmuş, evet kalbimizin rezonans alanı çok büyük fakat bu neye yarıyor ?
Bu istediğimiz herşeyi nasıl başaracağımızı açıklıyor eğer birşeye gerçekten hiç kuşkusuz, tüm benliğimizle inanırsak bu inanç kalp tarafından titreşimlerin diline çevriliyor ve bu titreşimler elektromanyetik dalgalar ile tüm evrene yayılıyor ve fiziksel dünya ile etki alışverişinde bulunuyor, yani buda sadece kalbimizin derinliklerinde gerçekleşeceğine inandığımız şey gerçekleşir demek oluyor. Kalpten inanmak ve kalbinin sesini dinlemek gibi bazı deyimlerde burdan geliyor
Evet inanmayı mantığımız reddediyor doğru fakat yazara gelen birçok başarı mesajı ve HearthMath ensitusu bunu az da olsa inanılabilir yapıyor kitap böyle şeyler sevenler için güzel okunası bir kitap ve içinde birçok düşünürün başarı ile ilgili alıntısı ve yazarın altı çizilecek cümleleri var 6/10
Rezonans KanunuPierre Franckh · Elips Kitap · 20134,272 okunma
Yapmamız gereken tek şey, yeteneklerimizi ve düşünce gücümüzü nasıl kullanabileceğimizi öğrenmek değil, bunu gerçekten yapabileceğimizi kabul etmeyi öğrenmektir.
*Kalbin elektrik akımı (EKG), beyinde oluşan elektrik akımından (EEG) altmış kez daha kuvvetlidir.
*Kalbin manyetik alanı ise beyninkinden beş bin kez daha kuvvetlidir.
Çok vahimdir ki; insanın hayatını değiştirememesinin asıl sebebi, bunu başaramayacağına kesin inanmış olmasıdır. Zira hayatımızın senaryosunu inançlarımız yazar.