Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayatı-Eserleri-Mesleği

Risale-i Nur Müellifi Said Nur

Eşref Edip

Risale-i Nur Müellifi Said Nur Gönderileri

Risale-i Nur Müellifi Said Nur kitaplarını, Risale-i Nur Müellifi Said Nur sözleri ve alıntılarını, Risale-i Nur Müellifi Said Nur yazarlarını, Risale-i Nur Müellifi Said Nur yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadınların saadet-i uhreviyesi gibi, saadet-i dünyeviyeleri de ve fıtratlarındaki ulvî seciyeleri de bozulmaktan kurtulmanın çare-i yegânesi, daire-i İslâmiyedeki terbiye-i diniyeden başka yoktur!..
Benimle görüşen ekserî dostlardan, kendi ailevî hayatlarından şekvalar işittim. "Eyvah!" dedim. İnsanın hususan müslümanın tahassüngâhı ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır. Bu da mı bozulmağa başlamış dedim. Sebebini aradım. Bildim ki: Nasıl, İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesine ve dolayısıyla din-i İslâma zarar vermek için gençleri yoldan çıkarmak ve gençlik hevesatıyla sefahete sevketmek için bir iki komite çalışıyormuş. Aynen öyle de; bîçare nisa taifesinin gafil kısmını dahi yanlış yollara sevk etmek için bir iki komitenin tesirli bir surette perde altında çalıştığını hissettim.
Reklam
Evet insanın en birinci Üstadı ve tesirli muallimi onun validesidir. Ben kendi şahsımda daima bunu hissediyorum. Bu seksen sene ömrümde seksen bin zattan ders aldığım halde kasem ederim ki en esaslı ve sarsılmaz dersi merhum validem'den aldım. Onun verdiği telkinat ve manevi derslerdir ki ruhuma Sereyan etmiş fıtratımda yerleşmiştir.
Madem on-beş sene evvel gençlerin arzuları üzerine onlara bir 《Gençlik rehberi》 yazdım, pek çok da istifade edildi; o halde kadınlar için de bir renber yazmam zaruridir. Çünkü onlar, gençlerden daha ziyade öyle bir rehbere muhtaçtırlar.
O nûru gönder İlâhî, asırlar oldu, yeter! Bunaldı milletin âfâkı, bir sabâh ister. İnâyetinle halâs et ki, dalga dalga zalâm İçinde kaynamasın, çarpınıp duran İslâm!
Mehmet Akif ErsoyKitabı okudu
Reklam
Derdi:
Ben kendi elemlerime tahammül ettim; fakat ehl-i İslâmın eleminden gelen teellümat beni ezdi. Âlem-i İslâma indirilen darbelerin, en evvel kalbime indiğini hissediyorum. Onun için bu kadar ezildim. Fakat bir ışık görüyorum ki, o elemlerimi unutturacak inşâallah.
Sonra, ben cem'iyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cem'iyetin, yirmibeş milyon Türk cem'iyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'anımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet'i de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennem'in alevleri içinde yanmağa razıyım. Çünki vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
İşte benim bütün hayatım böyle zahmet ve meşakkatle, felâket ve musibetle geçti. Cem'iyetin imanı, saadet ve selâmeti yolunda nefsimi, dünyamı feda ettim. Helâl olsun. Onlara beddua bile etmiyorum.
Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? Ben, cem'iyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de. Seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm harb meydanlarında, esaret zindanlarında, yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Divan-ı Harblerde bir câni gibi muamele gördüm, bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım. Memleket zindanlarında aylarca ihtilattan men'edildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere maruz kaldım.
Reklam
Bana "Sen şuna buna niçin sataştın?" diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müdhiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeğe, imanımı kurtarmağa koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış. Ne ehemmiyeti var? O müdhiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler! Dar görüşler!
İstanbul seyahatinden muzdarib olup olmadığını sordum. -Bana ızdırab veren, dedi, yalnız İslâm'ın maruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi mukavemet güçleşti. Korkarım ki cem'iyetin bünyesi buna dayanamaz, çünki
Maddeten belki Dünyanın en fakir adamıdır, fakat maneviyat aleminin sultanıdır.
Yirminci asırda devr-i saadeti nefsinde yaşatan bir mü'min, bütün hedefi iman ve Kur'an.
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.