Savaşan tarafların yüz yüze karşılaşması, onların hukuki, hatta ahlaki eşitliğini yansıtır. Rakip, düşman olarak açıkça tanınır. Oysa savaş uçağının devreye sokulması yüz yüzeliğe izin vermez. Topolojik anlamda üstünlük, başka bir deyişle rakibin üstünde olmak, düşman karşısında başka bir zihinsel tutum üretir. İmha aracının asimetrisi, sahibini, rakibini bambaşka bir şekilde değerlendirmeye sevk eder. Bu değerlendirme onu suçlu derekesine indirir: “Üstün olan taraf, silah üstünlüğünü (haklı davanın) bir kanıtı olarak kabul etmekte ve (meşru düşman) kavramı artık hayata geçirilemediği için düşmanı bir suçlu ilan etmektedir. Teknolojik üstünlük ahlaki üstünlüğü yere sermektedir.
Rutinden, boşluktan kaçmak için daha fazla yenilik, yeni uyarıcılar ve yaşantılar tüketiyoruz. İletişimi ve tüketimi hızlandıran şey tam da boşluk duygusudur.