Beş Yüz Yıl Yaşayacağını Düşünen Zeytin Ağaçlarının Balkondan İzleği
Pürtelaş çıktığınız kapılarınızdan, pürtelaş döndüğünüz kapılarınıza kadar geçen sürede, etrafınızda yeşeren, solan,büyüyen, küçülen ınsanların hayatlarına acıyarak, gülerek,sevinerek ,ağlayarak, susarak ,bağırarak baktığınız saatlerde ,kırmızının sarıya, sarının yeşile döndüğü ,her dur kalklarda, yanı başınızdaki vesaitlerin camlarının içinde edilen konuşmalara, boğuşmalara, çatışmalara, sevişmelere,küfürleşmelere göz kapadığınız her kirpik vuruşundan bir an ,bir koca zaman,belkide koskocaman hayatların akıp yürüdüğü, o minnacık cimcik atış sürelerinden habersiz yasayanların gözlerini ,balkonlarda ,balkonlardaki saksılarda yeşerecek olan zeytin ağaçlarının dökülmez yapraklarının hemen uçlarındaki orman koyusu renklerinden düşen ağıtları, çokcamızın ses edemediği sesleri dinledim kitapta.
Balkona çıkın şimdi, evet şimdi ,ilk geçen kedinin,köpeğin belki berduşun, müptezelin belki amirin ,memurun, belki işçinin patronun gözlerinizin önünden süzülürken hangi hayatlardan hangi hayatlara kaçtığını düşünün, çok da değil,o kadar da değil,az düşünün, zaten zeytin ağaçları beş yüz sene yanınızda ,iyi bakarsanız tabi,gözlerinizi açık tutun,mutlaka balkonunuzdan seyredilmeyi bekleyen bir şey,bir başka bir şey geçicektir. Kitapta, balkondan seyretmeyi ögreneceksiniz, seyredilenin ne olduğu değil,seyretmenin esas olduğunu belkide,kim bilir ,zeytinin yaprakları bizden iyi bakar ,hayata ...
