Robespierre kitaplarını, Robespierre sözleri ve alıntılarını, Robespierre yazarlarını, Robespierre yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat hikayesi Mustafa Kemal olarak başlayıp Recep Tayyip olarak biten bir insan.
Cumhuriyetin, bağımsızlığın, laikliğin tesisi için halkı eğitmenin şart olduğuna inanan idealist, kararlı ve inatçı bir insan. Bunu da başarmak için ilk olarak yeni bir millet inşa etmeye yönelik yeni bayramlar ve özel günler ilan etmeye çalışması sonun başlangıcı olmuş. Zamanın Fransa Konvansiyonu(meclisi) onu 'Catilina'ya benzetmiş ama bu son hamlesi bana Caesar(Julius)' ı hatırlattı.
Dünyayı ve toplumsal yaşamı sadece dikotomiler üzerinden kavrayabilmiş olması ve devrimin karşısında duran herkesi gücü yettiğince ezip geçmesi kendi sonunu getirmiş. "Jakoben" kelimesini ülkemizde sözde-hakaret olarak kullananların da dünyayı sadece dikotomilerle anlayabiliyor olmaları ayrı komik.
Robespierre; karşı devrimciler, monarşi yanlıları, soylular, Jirodenler veya ruhban zümresini giyotine gönderirken arkasından gelen vekiller, Robespierre' in kendisine yapılan suikast girişimlerinden sonra paranoya ve psikosomatik hastalıklardan dolayı iyice despotizme yönelmesi ile birlikte O' nun hedefi olmaya başlayınca 27 Temmuz kararlarıyla bu sefer O' nu giyotine gönderiyorlar.
Tarihte büyük iz bırakmış bir insan. Bu insanın ve devrimin tarihini bilmeniz gerek.
RobespierrePeter McPhee · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201566 okunma
"Barış zamanında halk yönetiminin ana kaynağı erdemse de, devrim sırasında bu hem erdem hem terördür: Erdem olmazsa terör öldürücüdür; terör olmadan erdem güçsüzdür."
Aristokrat rahipler nerede insanları dinine kazandırmak isteyen birini görde Devrim’e yeni düşmanlar kazandırıyor; çünkü kandırdıkları cahiller dinsel ve ulusal çıkarları birbirinden ayırt edemiyor…
Ama Robespierre de diğer birçok kişi gibi, antik şehir devletlerinin katılımcı demokrasisini büyük bir ulusta uygulanamayacak bir şey olarak görüyordu.
14 Temmuz’da Meclis’te çok ateşli bir tartışma patlak verdi ve Robespierre, “kralın dokunulmazlığı bir uydurmadır” diyerek Louis’nin tahttan indirilmesini savundu.
1789 Ekim’inde Meclis zaten diğer bir ölüm cezası karşıtının, Joseph Guillotin’in, ölüm cezasına başvurulacak talihsiz vakalarda basit ve daha az acı veren bir idam yönteminin kullanılması yönündeki teklifini kabul etmişti.
Robespierre keskin itirazlar karşısında, “Eğer koloniciler bizi tehdit ederek çıkarlarına en uygun yasayı yapmaya zorlayacaksa kolonilere ölüm” diye bağırdı.
Ne var ki, “kral iyi fakat bakanları kötü” inancı 1789 Devrimi’nden daha dayanıklıydı ve Marie-Antoinette’e, kralın erkekliğini yok etti diye saldıranların öfkesinin altında bu yatıyordu.