Rönesans Sanatını Tanıyalım sözleri ve alıntılarını, Rönesans Sanatını Tanıyalım kitap alıntılarını, Rönesans Sanatını Tanıyalım en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rönesans sanatı başlıca iki kaynaktan etkilenmiştir. Bunlardan birincisi, Yunan ve Roma sanatlarında genellikle uygulanmış olan formların yaklaşık bin yıllık bir aradan sonra yeniden kullanıldığı klasik sanat; İkincisi ise yeni bulunmuş olan perspektif tekniğinin uygulanmasıydı.. Bu buluş sanatçıya, resim ve matematik kurallarını kâğıt ya da başka bir yüzeye, bilimsel bir doğrul kla, üç boyutlu gerçek görünümünü verecek şekilde yansıtabilme olanağı sağlamaktaydı.
Ortaçağ sanatçıları portre için poz verenin kişiliğini ya da yüz ifadesini değil yalnızca sıfatını, başka bir deyişle, kişinin kendisinden çok onun temsil ettiklerini vermekle yetinirlerdi. Rönesans devrinde ise bu eğilim,
kişilerin kendilerinin temsil edilmesi lehine giderek
azaldı. Sanatçıları himaye eden kişiler kendilerine benzeyen resimlerinin yapılmasını istediği zaman ressamlar zaten onların arzularını karşılayacak duruma gelmişlerdi.
Rönesans adıyla tanımladığımız üslup on altıncı yüzyılın
ortalarında yerini Maniyerizm dediğimiz gelişmeye
bırakmıştı ki bu üslubu uygulayanların bir kısmı aynı
zamanda bir önceki devrin de önde gelen sanatçıları
arasındaydı. Bu üslup, Rönesans’ın büyük ustalarının
yapıtlarım, ruhuna inmeden yalnız şeklen izleyen
çalışmaları tanımlamak için kullanılmıştır.
Ortaçağ mimarisinin başlıca
amacı kiliseler yapmaktı. Rönesans devrinde ise mimari başka bir amaca hizmetle, çoğunlukla zengin tüccarlar için yapılan saraylarda kendini gösterdi.
Bir heykelin yapılış şekli ne kadar görkemli olursa olsun ve insan vücudunun bir hareketi ne kadar kusursuz verilirse verilsin
gene de insanın dramını tam olarak yansıtmaktan uzaktır. Fakat böyle bir sınıra ulaşmak da ancak Michelangelo gibi büyük bir sanatçıya, bir dahiye, nasip olmuştur.
Ortaçağ mimarisinin başlıca amacı kiliseler yapmaktı. Rönesans devrinde ise mimari başka bir amaca hizmetle, çoğunlukla zengin tüccarlar için yapılan saraylarda kendini gösterdi.
Rönesans mimarisi herşeyden önce akılcı ve geometriye dayanan bir mimariydi. Bir yapının kusursuz olarak tanımlanabilmesi için yatay ve dikey bütün eksenlerin simetrik olması gerekirdi. Bu, on beşinci yüzyıl sonu ve on altıncı yüzyıl başının başlıca üslup anlayışı olmuştur.
Rönesans devrinde felsefe ve edebiyat alanlarında ortaya çıkan ve insanın
soyluluk ve güzellik gibi elde
etmeyi arzuladığı
yüksek amaçları idealize eden Hümanizma, kendini,
ister istemez, aynı devir heykelinde de gösterdi. Bu durumda insan vücudunu büyük
bir doğalcılık ve gerçekçilikle göstermek de zorunlu oluyordu.
Rönesans mimarisi, Yunan ve erken çağdaş devir çalışmalarıyla birlikte, üslup olarak, düşünerek sınırlandırılmış ve taşkınlıktan uzak tutulmuş olmakla birlikte tamamen süsleyici ve estetik bakımdan göze hoş gelen bazı özellikleri de kapsar.