Ruhtaki Bölünmeler Sözleri ve Alıntıları
Ruhtaki Bölünmeler sözleri ve alıntılarını, Ruhtaki Bölünmeler kitap alıntılarını, Ruhtaki Bölünmeler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sosyal çalışmacılarla danışan arasındaki bu sağlıksız dolaşıklıklardan çıkmanın bir yolu, bence danışandaki kurban ve tacizci tarafın her ikisini de görüp bunları hem danışmanlık hem de yasal ölçülerle uygun şekilde ona göstermektir. Ruhsal olarak zarar görmüş çocukları özel gündüzlü merkezlere, bakımevlerine, koruyucu ailelere vermek ya da eğitim
Sayfa 148
Ruh, insan bedenindeki ya da beynindeki bir organ ya da şey değildir; daha çok insan bedenini canlı tutan enerji ve bilgi (“yazılım”) olarak var olur. Ruhu daha çok bir insanın ifadelerinden, algılarından, duygularından, düşüncelerinden, davranış ve anılarından; korkularından, zevklerinden, kuşkularından, umutlarından ve inançlarından tanırız.
Sayfa 27Kitabı okudu
Uyuşturucu, insanlar olarak genelde özlemini çektiğimiz mutluluk, memnuniyet, sevilme ve değer verilme kendini yaşama ve canlı hissetme gibi iyi duygular için bir ikamedir. Hayatta kalma parçası, uyuşturucu kullanımı ile yakın ilişkilerden daha da uzaklaştıkça, uyuşturucuya olan ihtiyaç da giderek artar. Sonuç olarak, uyuşturucunun neyin yerini tuttuğunu anlamadan bir terapistin kişiyi bağımlılığını bırakmaya ikna etmesi imkânsızdır. Bir danışanım, çikolataya olan bağımlılığının çocukken çok yalnız olması ve tatlı şeylere sığınmasından kaynaklandığını anlayınca ihmal edilen içsel çocuğu kucaklamayı ve ruhunun sağlıklı tarafını kullanarak tiryaki durumdaki hayatta kalma parçasını emniyetli şekilde kullanmayı başarabildi. Çalışma ve kumarla ilgili bağımlılıklardan da, bunun ruhsal yapısındaki amacını açıkça göremedikçe kimse vazgeçemez. Örneğin işkoliklikte, travmaya dayalı kaygı, öfke ve yas duyguları sürekli aktivitede bulunarak hayatta kalma parçası tarafından bastırılmış olur.
Sayfa 159
Hasarlı ruhsal bağlanma yapıları olan insanlar, başkalarıyla ilişkide zorlanır, aynı zamanda da mesafelerini koruyamazlar
Sayfa 91
Akıllılık ille de sağlıklılık değildir. Duygusallık da kendi başına rahatsızlık değildir.
Sayfa 46
Onu en çok sevenlerin bazen ona en korkunç zararı verebileceği çelişkisiyle ruh nasıl baş edebilir ?
Sayfa 31
İçsel iyileşme artık başkalarının yaptıklarına ya da senden beklediklerine bağımlı olmamak demektir.
Sayfa 165
Ergenlikte çocuğun ruhsal gelişim açısından ödevi, ebeveynlerinden bağımsız olmaktır. Onların koyduğu dirence karşı, çocuk kendinden sorumlu olma yeteneğini test etmelidir.
Sayfa 130Kitabı okudu
Sevgi, bir başka insanı tamamen olumlu bir ışıkla görmeye, ondaki kötü şeylerden ziyade iyi şeyleri görmeye istekli olmaktır. Sevgi, diğer insandan olumlu şeyler bekleyen bir yaklaşımdır. Sevgi idealisttir, çünkü diğer insanların gerçekten var olan olumsuz ve kötücül yanları, görmezden gelinir ya da yok sayılır.
Sayfa 95
Çünkü en temelde herkes, kendi ruhunda huzur bulma ihtiyacı içindedir.
Sayfa 189Kitabı okudu
Annenin çocuğuna yönelik sevgisi, kadının erkeğe, çocuğun babasına olan sevgisiyle başlar.
Sayfa 91
Travmadan kaynaklanan hastalıklar donanım değil yazılım problemleridir.
Sayfa 160
Travmatik bir yaşantıdan sonra bir çok insan, yaşamını hayatta kalma modunda geçirir.
Sayfa 155
… sadece gölgeleri mi kovalıyoruz, yoksa tüm ruhsal gerçekliğimizle yaşamlarımızı şekillendirebiliyor muyuz?
Sayfa 59Kitabı okudu
İnatkâr davranış, 3-4 yaş çocukları için normal bir davranıştır. Kişinin ebeveyninden bağımsızlaşıp kendi ayakları üstünde durması sürecindeki ruhsal gelişmeler açısından, inatçılık önemli bir aşamadır. Çocuk ancak kendi başına bir şey yapmasına izin verilmesinde ısrarcı olduğunda, kendi yeteneklerine güvenmeye başlar ve hatalarından öğrenmeye güvenmeyi başarabilir. Eğer travmatize anne ve babası çocuğun bu inat evresini reddederse, bu erken gelişim aşamasında takılı kalır. Yetişkin yetkinliğini geliştirme başarılamazsa, bu inatçı taraf ileriki gelişim aşamalarında yıkıcı bir görünüme bürünür ve kişi ebeveynine artık bağımlı olmasa da inatçılığı sürer. Öğrencilerdeki, çalışanlardaki, danışanlardaki inatçı çocukluk parçaları, sanki öğretmenler, patronlar ya da psikoterapistler onları kısıtlamak isteyen ebeveynlermiş de onlar da buna bedeli ne olursa olsun karşı koyuyormuş gibi yaşar. Bu şekilde birçok insan, yaşamlarındaki pek çok fırsatı boşa harcar.
Birçok danışanın bu doğal gelişimi gerekli yaşta yaşayamadığı olgusu nedeniyle, psikoterapistler danışanlarının problemlerine en iyi çözümü kendilerinin bildiği düşüncesinde çok dikkatli olmalıdırlar. Bariz olarak inatçı, savunmacı ya da aşırı temkinli hayatta kalma parçası ile karşı karşıya iken, herhangi bir terapötik hedefi onlara dayatmak mümkün değildir. İlk görev, içsel iyileşme yolunda güven kazanmak olmalıdır.
Sayfa 177