Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve sellem) e, (mümini) cennete dahil eden (girdiren) amellerin en çoğu hangisidir?" diye soruldu. O: "Takva (Allah korkusu) ve huy güzelliğidir." buyurdu.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Her kim sabahladığında: "Ey Allahım! benimle sabahlayan her ne nimetin varsa, sadece sendendir. Senin hiç bir ortağın yoktur, hamd sana mahsustur, şükür sana aittir." derse o günün şükrünü eda etmiş olur. Akşamladığında da böyle diyen o gecenin şükrünü eda etmiş olur."
İnsan, seyr-ü sülükte, ebedi bir gayeye yürürken bir çok imtihanlar geçirir. Biri dahili, biri harici iki büyük düşmanla çarpışır. Bir taraftan nefsin, diğer taraftan kafirlerin eza ve işkenceye varan hücumları onu meşgul eder. Onlara mukabele etmek için mücahede ve muharebeye mecbur olur, bir çok zahmetler çeker. İnsan, ruhen ve bedenen nefsini sabra sebata, metanete alıştırmazsa İlahi yardımın en büyük yollarından birini zayi etmiş olur. Artık bir elem karşısında korkmaya, sızlanmaya başlar. Ümitsizliğe düşer. Demek ki, sabır her muvaffakiyetin başıdır. İmandan sonra yolun başı sabır, ahlakın başı sabırdır. İlmin başı sabır, amelin başı sabır, hulasa hikmetin başı sabırdır.
Sabırsızlık, her şeyi istemektir. Halbuki Allah'ın yarattığı şeylerin birer zamanla ilgisi vardır. İlahi kanun böyledir. Bunun için, mahlukatın Kemal'e ermesi derece derece bir silsile takip eder, bu da sabra dayalıdır. Her şeyi bir anda istemek, hiç bir şeyi istememektir. Hatta yaşamak bile sabretmektir.
Resul-ü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve sellem: "Şüphesiz, sen Allah'tan korktuğun için bir şeyden vazgeçersen, Allah-u Teala ondan daha hayırlısını mutlaka sana verir." buyurdu.
"Çalışmadan (Allah'a) kavuşacağını zanneden boş bir temelinde bulunmuş, (kusurunu görmeyip) tam manasıyla çalıştığını zanneden de, boşuna yorulmuştur." Hz. Ali
"Allah-u Tealâ'nın, kulundan yüz çevirmesinin alâmeti o kulun mâlâyanî (fuzulî, boş işler) le uğraşmasıdır. Bir kişinin ömründen bir an bile, yaratıldığı (ibadet) gaye (si) nin dışında geçse elbette o kişi uzun zaman pişman olmaya lâyıktır. (Yaşı) kırkı geçipte hayrı şerrini geçmeyen kişi de ateşe hazırlansın." (
Ey Allahım! Bizi, ayetlerinin vaazlarıyla öğütlenenlerden kıl!.. Amîn!...
Tövbe, islâm kaidelerinin en mühimidir. Ve üç şartı vardır: Günahı terketmek, yaptığına pişman olmak ve bir daha yapmamaya azmetmek (karar vermek). Suç, insan hakkına aitse, dördüncü bir şartı daha vardır ki, o da; hakkı, sahibine iade etmek yahut helâllaşmaktır.