Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

100. Yılında Balkan Bozgunu

Rumeli'ye Elveda

Taha Akyol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bir devlet ve bir zihniyet olarak imparatorluk, daha Cihan Harbinden önce ve Balkan yenilgisiyle zaten sona erniş oluyordu ..
20. yüzyılın başında Balkanlar'da görülen etnik ve dinsel hareketlenme, 21. yüzyılın başında Ortadoğu'da kendini göstermeye başladı. Tarihten alınacak ders, bu sorunları kan dökmeden çözmeyi gerektirir.
Önsöz
Reklam
Edirne'yi savunmak
Başkumandanlığın Şükrü Paşa 'ya savaş planında verdiği görev, Edirne'yi 50 gün savunmasıdır. Bu, 50 günde Bulgar ordusunun püskürtüleceği veya İstanbul'dan Edirne'ye takviye gönderileceği düşüncesine dayanmaktaydı. Halbuki, 28 Ekim'de Lüleburgaz muharebesini kaybeden Osmanlı ordusu Çatalca'ya çekilmeye başladı ve Edirne 29 Ekim'den itibaren tamamen kuşatma altında kaldı. 50 gün dayanması istenen kahraman Şükrü Paşa ve askerleri ile Edirne halkı, açlıktan bitkin düşünceye kadar tam 160 gün kahramanca direndiler.
Sayfa 145 - Doğan Kitap
Sayımı yapılan sanayi kuruluşlarına yatırılmış sermayenin % 50’si Rumların elindedir, % 20’si Ermenilere, % 5’i Yahudilere
Harbiye’de modern eğitim görmüş genç subaylar, Balkanlar’ı korumaları, Yunan ve Bulgar çeteleriyle mücadele etmeleri için daha çok Üçüncü Ordu’ya tayin ediliyorlardı. Yaşadıkları, onları Abdülhamid rejimine karşı Meşrutiyet yanlısı olmaya ve milliyetçiliğe yöneltiyordu. Böylece Üçüncü Ordu’nun merkezi olan Selanik, Jön ya da Genç Türkler yani İttihat ve Terakki hareketinin de merkezi olmuştu; askeri okulun bulunduğu Manastır’la birlikte... Mustafa Kemal’in doğduğu, ilk hayat izlenimlerini edindiği, Askeri İdadi’de okuduğu iki şehir... Enver ve Niyazi’nin dağa çıkıp “kahraman-ı hürriyet” olduğu Makedonya’dır bu coğrafya.
Mezar taşında askerlerine söylediği bu sözler yazılıdır...
Düşman, hatları geçtikten sonra ölürsem kendimi şehit kabul etmiyorum. Beni mezara koymayın. Etimi itler ve kuşlar çeke çeke yesinler. Fakat müdafaa hattımız bozulmadan şehit olursam kefenim, lifim, sabunum çantamdadır. Beni bu mahalle gömeceksiniz ve gelen nesiller üzerime bir abide dikeceklerdir. Şükrü Paşa 1912
Sayfa 151 - Doğan Kitap
Reklam
Bulgar ordusunun ve kralının bir gözü Çargrad dedikleri İstanbul, öbür gözü Edirne üzerindedir. Bulgar Kralı ya da Çarı Ferdinand, büyük bir tantanayla, Çatalca önlerindeki Bulgar ordusunu teftiş etti. Kendisini Bizans’ın vârisi gibi gördüğü için, gözü Ayasofya’dadır. Alman asıllı Bulgar Çarı Ferdinand, Bizans imparatoru kıyafetiyle portrelerini yaptıran tuhaf bir adamdır. Sürekli askeri üniforma giyen Ferdinand’ın Çatalca önlerinde söylediği şu sözü ünlüdür: Önümde bir Çatalca çiti kalmıştır, onu da bir tekmede yıkacağım. Ayasofya’da muhteşem bir dini törene hazır olun! ... Ferdinand’ın bütün bu olaylardaki rolü zamanla negatif bir hal aldı. Zaten etnik olarak Bulgar değildi. Alman ve Fransız karışımıydı. Annesi Fransız Louis Philippe’in kızıydı. Ama o yine de kendini milliyetçi bir Bulgar olarak tanımlardı. Bulgar askerlerinden bile daha milliyetçiydi. Kendini çok üstün ve güçlü görürdü. Bizans imparatoru kıyafetiyle portrelerini yaptırmıştı. İşte Bulgar ordusunun fazla motive olmasının sebeplerinden biri de bu olabilir. Belki bu sebepten güçlerinin ötesine geçmek, Çargrad dedikleri İstanbul’u almaya çalışmak falan istemişlerdi.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.