Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uzak Diasporaya Savrulan Tatarlar

Rusya Mültecileri

Nadir Devlet

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
LİTVANYA, LETONYA (ESTONYA), BELORUSYA VE POLONYA TATARLARI
Tatarlar yukarıda sayılan ülkelere takriben 600 yıl önce Altın Orda İmpatorluğu topraklarından, yani bugünkü Rusya'dan (Kırım, İdil-Ural bölgesi vb.), çeşitli zaman ve vesilelerle gelip yerleşmişler. O dönemlerde henüz Estonya, Belorusya gibi ülkeler mevcut değildi. 1 6. yüzyılda Polonya Krallığı ile Litvanya birlikte aynı devletin sınırları
...Anavatanında korunamayan bir dil yabancı ülkelerde hiçbir şekilde korunamayacaktır.
Reklam
Türk-Tatarlar Japonya'ya muhtemelen 1919 yılından önce gelmiş olmaları gerekir. Çünkü Ali Merthan Dündar'ın Yokohama mezarlığında tespit ettiğine göre, bu tarihte ölen bir Başkurt'un mezar taşı mevcuttur.- Ticaret yapmak maksadıyla bekar olarak gelen Türk-Tatarlar işlerini yola sokunca ailelerini yanlarına aldırmışlar veya evlenerek yeni yuvalar kurmuşlardı. Kumaş ve hazır giyim ticareti kar getiren iş olunca, zengin Türk-Tatar tüccarları Mançurya ve Kore'den gençleri Japonya'ya getirtmeye başlamışlardı. Böylece Japonya'daki Türk-Tatar nüfusu gittikçe artmıştı. 1920'li yılların ortalarında Japonya'daki Tatarların sayısı 500'ün biraz üstünde olarak tahmin ediliyor. Bunun muhtemelen 100-200'ü başkent Tokyo'da yaşamaktaydı. 1937 yılına gelindiğinde ise bu sayı 3 bine çıkmıştı diye bir iddia var. Tokyo'da da sayıları 400' e ulaşmıştı. Tokyo' ya yerleşen Tatarlar ilk olarak Ocak 1925'te Mahalle-İslamiye'yi kurarlar. Mahallenin ve daha sonra kurulacak mektebin başına imam ve müderris Muhammed Abdülhay Kurbanali getirildi. 1937 yılına geldiğinde altı sınıflı ilk mektep ve buna ek iki sınıfı da öğretmen yetiştirmek üzere ayrıldı. Böylece burası sekiz sınıflık bir okula dönüşmüştü, ancak öğrenci sayısı hiçbir zaman 25'i aşmadı. Tokyo cemiyetinin en büyük başarılarından biri 1 930 yılında bin yüz Yen masrafla Türkiye'den getirilen Arapça harflerle bir matbaanın kurulması oldu.
1966 yılında Çin'de Mao'nun göz yumduğu ve karısının elebaşılığını yaptığı Kültür Devrimi ülkede bir kaos yaratmıştı. Komünist militanlar eski olan her şeyi yok etmeye başlamışlardı. Tarihi eserler tahrip ediliyor, okul ve üniversiteler saldırılıyor hocaları sokaklarda sürükleniyordu. Hatta Komünist Parti üyeleri bile bu anarşiden nimetlerin almışlardı. Eğitimli olmak nerdeyse suç sayılıyordu.
Başkurtlar:
Tatarlardan bahsederken Başkurtları anmamak çok büyük hata olurdu. Çünkü bu iki Türki topluluk aynı coğrafyada, yani tarihi toprakları İdil-Ural bölgesinde, daha doğrusu Orta Volga'da yaşarlar. Her iki topluluk aslında birbiri ile kaynaşmıştır. İki arada çok evlilikler olmuştur. Çarlık döneminde her ikisi aynı medreselere giderlerdi, yazı
Tatar adına sırf Rusya'da değil, Türkiye'de de alerji olduğu bir gerçekti. Ruslar 250 yıl kadar süren Cengiz Hanın torunu Batu Han tarafından kurulan Altın Orda Devleti dönemine "Tatar Boyunduruğu" derler. Türk ders kitaplarında ise Yıldırım Bayezid'i yenen Emir Timur'un ordusunda Kara Tatarlar'ın ihanetinden bahsedilir. Ayrıca Viyana kuşatması esnasında tekrar Tatar ihanetinden bahsedilir. Halk arasında da "pis Tatarlar" veya "Tatar suratlı" gibi aşağılama maksadıyla kullanılan sözcükler vardır. Tatar olduğumdan dolayı ben de işimden olmuştum. Ancak bir ulusun kendi adından utanmasını anlamak veya utanması gerektiğini empoze etmek anlaşılır şey değildir. Ankara'dakiler kendilerine göre bir formül buldularsa da biz İstanbul'dakiler hala Kazan Türkleri adını koruyorduk. Hatta Tukay Bayram'larından vazgeçerek, onun muadili olarak 28 Ekim 1968'de düzenlediğimiz ilk geceye "Kazan Türkleri Şenliği" adını verdik. Tukay Bayram'ının adı da zamanı da değişmişti. Biraz politik olmaya başlamıştık...
Reklam
1990'lı yıllarda Türkiye'ye gelenler (yerleşenler):
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in inisiyatifi ile T.C. devleti 1992-1993 ders yılında 3 bini orta öğretim öğrencisi ve 7 bini yükseköğretim öğrencisi olmak üzere toplam 10 bin gibi çok yüksek sayıda öğrenciyi devlet burslusu olarak ülkemize getirmiştir. Projenin hayata geçirildiği günden bugüne kadar, toplam 32.595 kontenjan tanınmış,
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.