Rüzgar Gibi Geçti
Margaret MitchellRüzgar Gibi Geçti Gönderileri
Rüzgar Gibi Geçti kitaplarını, Rüzgar Gibi Geçti sözleri ve alıntılarını, Rüzgar Gibi Geçti yazarlarını, Rüzgar Gibi Geçti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İşte senin bütün suçun bu. Öteki kadınlardan başka olman ve para
kazanman. Bütün toplumlarda iyi yetişmiş bir kadının yeri evidir, o korkunç
dünya hakkında hiçbir şey bilmemelidir. Senin fabrikada kazandığın başarı,
başarılı olamayan erkekler için büyük hakarettir. Değişik ol ki lânetlenesin."
"Şöhretiniz lekelenene kadar onun nasıl ağır bir yük olduğunu ve özgürlüğün tadını bilemezsiniz."
Sayfa 166Kitabı okudu
Savaş kutsal bir şey olmaktan çok,
sebepsiz yere insanları öldüren ve ihtiyaçları sağlamayı güçleştiren bir baş
belasıydı.
Sayfa 143Kitabı okudu
Sen bir erkeğin
her şeyini istersin Scarlett, vücudunu, kalbini, düşüncelerini ve ruhunu.
Onlara sahip olmazsan da mutlu olamazsın. Ben sana her şeyimi veremem.
Hiç kimseye her şeyimi veremem. Ben de senin bütün düşüncelerine ve bütün
ruhuna sahip olmak istemem. O zaman kalbim kırılır ve benden nefret
edersin... Hem de ne acı bir şekilde! Beni bir an için bile olsa senden
ayırıyorlar diye okuduğum kitaplardan, dinlediğim müzikten nefret edersin...
Sayfa 101Kitabı okudu
"Dünya yüzünde çekilen acıların çoğuna savaşlar sebep olmuştur. Savaşlar bittiği
zaman, insanların çoğu ne için savaştıklarını unutmuş olurlar."
Sayfa 94Kitabı okudu
Bir kızın koca bulabilmesi
için, neden aptal olması gerekli?"
"Ne dersin, erkekler evlenip de karılarının hiç de aptal olmadığını görünce
şaşırmazlar mı?"
"Ama o zaman da iş işten geçmiş olur. Evlenmiş olurlar bir kere. Hem de,
erkekler, kanlarının akıllı olmasını isterler."
Sayfa 67Kitabı okudu
"Toprak işe yarayan biricik şeydir," diye bağırdı. "Toprak, uğrunda
çalışmaya, savaşmaya ve ölmeye değen biricik şeydir!"
Sayfa 33Kitabı okudu
... Ama bunun için elverişli fırsat bir türlü çıkmıyordu. Rhett boş gözlerle Scarlett’e baktıkça, genç kadın konuşmaya cesaret edemiyordu. Ondan özür dilemeyi ertesi güne bıraka bıraka bu içini dökme işi güçleşti, sonunda imkansızlaştı..
Bu dünyanın işleri çok tuhaf. Herifler beni adam öldürdüm diye hapse tıkmışlardı. Bu sefer adam öldüreyim diye elime bir tüfek tutuşturup salıverdiler..
Doğu’da bir atasözü vardır, bilmem işittin mi ?
“ İt ürür, kervan yürür. “ derler. Sen de bırak ürsünler varsınlar. Hiç biri senin kervanını durduramayacak, eminim buna..
Sonra, bütün erkekler gibi o da karısının fazla akıllı oluşunu görerek hayal kırıklığına uğradı..
Her tarafta binlerce ölünün yattığını düşününce derin bir korku duydu. ”Anne, anne...” diye mırıldandı. Annesinin yanına bir ulaşabilseydi! Sonra Allah vere de evleri yanmamış yıkılmamış olsaydı. Annesini görünce bütün yorgunluğunu, korkularını unutacaktı. Annesi sakin sesiyle yüreğini ferahlıkla dolduracak, hatta hayaletleri bile kovacaktı; fakat annesi hastalanmıştı, belki de ölmek üzereydi.
Rahatı, huzuru kalmamıştı. Hep postacıyı gözlüyordu. Kapı çalınınca hemen koşup o açıyordu. Tam bir hafta evin içinde kafese kapanmış bir aslan gibi dolaştı durdu, fakat Tara’dan hiç bir haber gelmedi.
Ayrılış anında kimse ağlamaya bile vakit bulamıyordu çünkü acı şeyler düşünmeye gözyaşı dökmeye kimsenin vakti yoktu. Kadınlar üniforma dikiyorlar. Çorap örüyorlar. Sargı bezi hazırlıyorlardı. Erkekler ise atış talimleri yapıyorlardı..
Bizim gibi hiç benzeşmeyen iki kişi söz konusu oldu mu yalnız sevgi yetişmez. Sen bir erkekten her şeyini, vücudunu, kalbini, ruhunu, düşüncelerini istersin. Bense ne sana ne başkasına böyle her şeyimi veremem. Sonra senden de bütün ruhunu isteyemem. Bu yüzden üzülürsün, benden nefret edersin..