İnsanlar nereye gittiklerini biliyorlar mı acaba? Nereden gelip nereye gittiklerini. Duran çocuk; şunu bil ki işte bu yollar, bu arabalar, bu sel olmuş akan sarı-kırmızı ışıklar arasında âdemoğlu bu sorunun cevabını unuttu. Hatırlamak da istemiyor. Hatırlamak isteyenleri tersliyor, saf dışı bırakıyor…
Mevsimler neler anlatır insanlara? Dünyanın ne menem bir şey olduğunu anlatır. Başlangıcı ve sonu fısıldar. İyiliği ve güzelliği mırıldanır. Hayatı ve ölümü ifşa eder. İşlerinin, aşklarının, alacak-vereceklerinin, ihtiraslarının peşinde kendini kaybedip koşanlara seslenir. Eeey!... Âdemoğlu!... Dur biraz. Biraz nefes al. Etrafına bak. N'oluyor. Nedir derdin diye sorar.
Hem yanıyor, hem seviyor.
Sevmek yanmak değil mi?
Ta Fuzuli'den bu yana böyle.
Fuzuli'yi lafın gelişi andık yakınımızdır diye. Elbette ondan öncesi de var, ama niyetimiz aşkın tarihini yazmak değil.