Kalp nurdan mahrum ise nereye gideceğini bilmeyen şaşkın kimse durumunda olur. O, şaşkınlığı ve gitmek istediği yolu bilmemesi dolayısıyla işittiği her sözün arkasından gider. Böylelerinin kalplerinde bâtıla çağıranlara engel olunacak herhangi bir ilim bulunmaz. Çünkü hak kalpte ne zaman yer edecek olursa kalp onunla güçlenir ve kendisine zarar verecek ve kendisini helak edecek şeylere karşı da kendisini korur.
Nefis, bir şeyin tadını aldığında onu arzu eder.
Bundan dolayı kul, imanın tadını alıp imanın o güleç yüzü kalbinde iyice yer edecek olursa, onun imana olan sevgisi kalbinde kökleşir ve o ebediyen hiçbir şeyi o imanına tercih etmez…
Allah'm! Kederden, üzüntüden, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, ağır borca batmaktan ve insanların bana galip gelmelerinden sana sığınırım.
Esasen yalnızca bolluk, rahatlık ve afiyet hallerinde Allah'a ibadet eden ile hem bollukta hem darlıkta hem sıkıntıda hem rahatlıkta hem afiyetteyken hem de bela hallerinde O'na ibadet eden kimseler arasında elbette ciddi bir fark vardır.