Sayfa Sayısına Göre Şafaktan Çok Önce Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Şafaktan Çok Önce sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Şafaktan Çok Önce kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazen zamanın kendisinden başka hiçbir şey kalmıyor insana gerçekten. Kendi yüzüyle karşı karşıya bırakıyor sizi. Kaçacak, gizlenecek hiçbir yer yok. Tam bir yenilgi.
"Uzun süre, çatlarcasına koşan bazı cins atların koştuktan sonra dinlenirken dişlerini damarlarına takıp çekiştirdiklerini, bu şekilde rahatlamaya çalıştıklarını söylerler. Ben de bıçağımın ucunu kalbime soksam ve biraz yırtıp açsam nefes alabilir miyim acaba?"
Burada İstanbul'da daha hızlı çürümüşüz. Belki sanat burada bunun için daha güçlü. Çürümenin kini bazı yüreklere ve beyinlere zangır zangır tohumlar bırakmakta olsa gerektir.
Vehbi Eralp'in “Yahya Kemal” kitabını okuyorum. 22. sayfada Eralp, büyük şairle bir vedalaşmasını anlatıyor. “Geçen yıl uzun bir seyahate çıkıyordum. Altı ay ondan uzak kalacaktım. Kendisine veda etmeye gittim. Sonra bana hayatımın en büyük mükâfatı olan şu sözleri söyledi: “Altı ay ben sensiz ne yapacağım?” (Yahya Kemal İçin. Yahya Kemal'i Sevenler Cemiyeti, Neşriyat no: 1/1959)
Düşünüyorum. Bugün bu dostluk, artık iğrenç bir “cinsel tercih” çağrışımı olmadan ifade edilemez artık. Mevlana’nın Şems için beslediği duygular, baksanıza ne hale geldi. “Dost" kelimesi, evli bir kadının/erkeğin “zina”sının adı oldu artık
Erkek "dost”. Kadın “dost”.
Erkeğin erkekle dostluğu veya bir kadının başka bir kadınla dostluğu: Bunlar, toplumumuzun “hoş görmediği” durumlar artık. Garip, değil mi?