Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Sağduyu ve Duyarlık
Jane AustenEn Yeni Sağduyu ve Duyarlık Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Sağduyu ve Duyarlık sözleri ve alıntılarını, en yeni Sağduyu ve Duyarlık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
SENSE AND SENSEBILITY
Akıl ve Tutku.
Kitap hakkında biraz okuduğumda Austen'ın yazdığı ilk kitapmış. Ama emin olun bu kitapta diğerleri kadar güzel hatta ben Emma'dan daha çok beğendim kitabı. Ama tabi ki ilk göz ağrım Gurur ve Önyargı hâlâ favorim. Kitap iki kız kardeşi anlatıyor. Tıpkı Gurur ve Önyargı da olduğu gibi kitap adı iki karakteri temsil ediyor. (Ben öyle yorumluyorum daha doğrusu) Akıl abla Elinor, Tutku is kardeş Marianne. Şimdi kısaca konusuna geçeyim.
Babaları vefat eden iki kız kardeş ağabeylerinin onlara maddi hiçbir destek sağlamamasıyla (babalar aynı fakat anneler farklı bir de tabi ağabeyin eşi faktörü var bu kısım da tam Türk aile ilişkilerini çağrıştırıyor ndndnd) annesi ve en küçük kız kardeşleriyle başka bir yere taşınıp yeni bir hayata adım atarlar. Orada akrabalarıyla tanışıp yeni arkadaşlıklar edinirler. Ama o arkadaşlıklar her zaman mutluluk getirmeyecek onların kalplerini paramparça edecektir. Birbirinden farklı iki kız kardeşin sevdikleri erkekler tarafından kalplerinin kırılmasına verdikleri tepki de bir o kadar da farklı olur. Bizde kitapta bu iki kız kardeşin yaşadıklarını okuyoruz. Kitap gayet akıcıydı o yüzden bu kitaba bir şans vermenizi öneririm.
İngiliz edebiyatı dersimde vize ödevi olarak okuduğum yazarından dolayı özellikle okumayı seçtiğim bir kitap. Janet Austen her zamanki ustalığıyla yazdığı o dönemin toplumsal sınıf yapısını yansıtan aşk mı akıl mı ikilemini iki farklı gözden anlatan müthiş bir eser.
Jane Austen' in kitaplarını her zaman severek okumuşumdur. Bu kitabında da güçlü kadın karakterler üzerinde epeyce durmuş. Bu hoşuma gitmedi desem yalan olur. Aile değerleri ve akrabalık ilişkileri ile kadın duyarlığı ve aşkı ele almış. Derin gözlem gücü, zarif üslubu ve ince ironisi eserin konusu kadar dikkat çekici geldi bana. Bu arada aşk demişken erkek karakterlere biraz saydırmış olabilirim. Kadınlara umut verip hep yarı yolda bırakıp üzmüşler canım hem cinslerimi. Neyse ona rağmen sonu çok güzel bitti mutlu sonla bitmesi beni sevindirdi.
“Seni özlemekten ne zaman vazgeçeceğim?”
Mrs. Dashwood ve üç kızı, Bay Daswood’un ölümü üzerine kaldıkları evden ayrılarak, paylarına düşen az miktarda miras geliriyle bir kır evine taşınırlar. Burada yaşamları bir hayli hareketli geçmektedir. Komşuları tarafından çok sevilmekte ve her gün bir etkinliğe davet edilmektedirler. İki büyük kızkardeş olan Elinor ve Marianne evlilik çağındadır. Güzellikleri ve iyi aile terbiyesiyle herkesin kalbini kazanmaktadırlar. Aklın timsali Elinor ve tutkularıyla barışık yaşayan Marianne’in karşısına, yeni taşındıkları evde hayat öyle sürprizler çıkaracaktır ki her iki kardeş hem akıllarıyla hem de kalpleriyle sınanacaktır.
Güçlü aile bağları ve kız kardeş ilişkilerinin konu alındığı romanı okurken çok keyif aldım. Özellikle iki kız kardeşin arasındaki güçlü bağ beni etkiledi. Annelerine ve ailelerine olan genel sadakatleri, hayata karşı bakış açıları döneme göre güzel işlenmişti. İki zıt karakterde kardeşin böylesi güzel bir ilişkiye sahip olması ve bunun işleniş şekli gayet güzeldi. Dönemin özellikleri ve o zamanki İngiliz toplumsal yapısının etkisiyle şekillenen kurgu başarılıydı. Ardından 1995 yapımı filmini de izleme fırsatım oldu ve onu da çok sevdim :) keyifle okuduğum klasik eserlerden bir tanesi oldu. Okulumuzdaki okuma grubumuzla okuduğumuz bu güzel eseri herkese gönülden tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar
#alıntı
“Çünkü akıl inanmak istemeyince her zaman şüphe edecek bir şey bulur.”
Akıl ve Tutku, Jane Austen
İki farklı karakterdeki iki kardeş.
Elinor, akıl kısmını bize sunarken Marianne tutkunun adeta vücut bulmuş hali olarak çıktı karşımıza.
İlk sayfalardan itibaren fark ettiğim Elinor’la olan karakter benzerliğim benim için kitabı çok farklı bir yere yükseltti.
(Spoiler içerir)
Elinor; adı konulmamış, söz verilmemiş bir aşkın sinsi ve işgüzar bir el tarafından ondan alınıp sahip çıkılmasını sessizce izlemek zorunda kaldı. Gururu ve insanların hakkında ki düşünceleri onu öyle bir frenledi ki bence kendisi bile yaşayamadı bu aşkın acısını.
Marianne; ablasının tam zıttı olarak yaşadığı aşkı insanlar ne düşünür diye umursamadan yaşadı ve bunu göstermekten de bir nebze geri durmadı. Aşkını kısa sürede öyle bir tutkuyla beseldi ki bu aşkın bitişi de aynı tutkunun sert bir geri dönüşüyle oldu.
Bu karakter farklılığına rağmen iki kardeşin asla birbiriyle çatışmaması benim çok hoşuma gitti. Keza sonunda ikiside hakettiği mutluluğu elde etti üstelik kader yollarını yine ayırmadı.
Çokça hayal kırıklığı, sinir bozukluğu, çıldırmalar eşliğinde okuyacağınız bir kitap demek tam yerinde olur.
Elinor ve Marienne adında iki kız kardeşin aşk hayatındaki karmaşaları anlatıyor kitap. Akıcı yerleri olduğu gibi akmayan ve sıkan yerleri de vardı fakat genel olarak güzel bir kitaptı. İki kıza da bolca üzülebileceğiniz, hayatlarına giren erkeklere de bolca kızabileceğinizi söyleyebilirim fakat en azından sonunda yüzünüzde gülümsemeyle kitabın kapağını kapatıcaksınız.
Ben sevdim kitabı. İyisiyle kötüsüyle güzel işlenmiş bir kurguydu. Austen klasiği. Tavsiyemdir, okuyun!