Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız?

Muhammed Emin Yıldırım

Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız? Gönderileri

Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız? kitaplarını, Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız? sözleri ve alıntılarını, Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız? yazarlarını, Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah Resulü elini mübarek ağzına götürerek “ Yaz! Nefsimi kudretinde tutan Allah’a yemin ederim ki buradan haktan başkası çıkmaz.”
Sahabe birbirine kılıç çekmesine rağmen, birbirlerinin faziletlerini inkâr etmemiş, iftira atmamış -haşa- yalan söylememiştir. Birbirine muhalefet ederken bile edebi elden bırakmamışlardır.
Sayfa 194
Reklam
Beşer olmanın şiarıdır, şaşmak ve hata etmek. Zaten Allah kullarının şaşmamasını, hata etmemesini değil, yanlışa düştükten sonra tevbeye yönelmelerini istemektedir.
Sayfa 164
Allah, bizden bir söz işitip onu muhafaza edenin ve sonrada bir başkasına ulaştıranın yüzünü ak etsin.
Sayfa 138 - Tirmizi
Aman ashabım hakkında kötü sözler söylemekten uzak durun. Benden sonra sakın onları hedef almayın. Unutmayın ki onları seven, beni sevdiği için sever; onlara buğzeden, bana buğzettiği için buğzeder. Onlara eziyet veren, bana eziyet vermiş olur. Bana eziyet verense Allah'a eziyet etmiş sayılır. Allah'a eziyet veren ise şüphesiz yakın bir cezayı hak eder.
Tirmizi, Ahmed . Hanbel
Hiç kıpırdamamak...
O'nun huzurunda bulunurken sanki başımızın üzerinde bir kuş varmış gibi olurduk.
Buhari, Ebu Davud
Reklam
“Allah, benim sözümü işitip, onu iyice anladıktan sonra, başkalarına tebliğ edenin yüzünü ak etsin.”
İhtilaf, insan olmanın bir gereğidir. Olmaması gereken ihtilaf değil, ihtilafin tefrikaya, bölünmelere ve düşmanın ekmeğine yağ sürecek bir duruma dönüştürülmemesidir
"Ashâbım yıldızlar gibidir, Hangisine uyarsanız hidayeti/doğru yolu bulursunuz."
Reklam
Sahâbeyi sevmek, onlara her türlü saygı ve ihtiramı göstermek, Resûlullah'ı sevip saymaktır.
Sahâbe, rüşd/akli olgunluğu elde etmişlerdir. وَاعْلَمُوا أَنَّ فِيكُمْ رَسُولَ اللَّهِ لَوْ يُطِيعُكُمْ فِي كَثِيرٍ مِنَ الْأَمْرِ لَعَيْتُمْ وَلَكِنَّ اللَّهَ حَبَّبَ إِلَيْكُمُ الْإِيمَانَ وَرَيَّنَهُ فِي قُلُوبِكُمْ وَكَرَّهَ إِلَيْكُمُ الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْبَانُ أُولَئِكَ هُمُ الرَّاشِدُونَ ) "Biliniz ki içinizde Allah'ın elçisi vardır. Şayet O, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinizin ziyneti/süsü kılmıştır. Inkârı, fıskı ve isyanı ise size çirkin göstermiştir. İşte rüşde ermiş/ aklı ve ameli doğru yolu bulmuş olanlar onlardır.
Sahabe; takvayı hayatlarının eksenine yerleştirmişlerdir. (إِذْ جَعَلَ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي قُلُوبِهِمُ الْحَمِيَّةَ حَمِيَّةَ الْجَاهِلِيَّةِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ سَكِينَتَهُ عَلَى رَسُولِهِ وَعَلَى الْمُؤْمِنِينَ وَالْرَمَهُمْ كَلِمَةَ التَّقْوَى وَكَانُوا أَحَقَّ بِهَا وَأَهْلَهَا وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا ) O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, hem de cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi ve onların takva sözünü tutmalarını sağladı. Zaten onlar bu söze layık ve ehil kimselerdi. Allah her şeyi bilendir."
722 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.