Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi (13 Cilt Takım)

İmam Buhari

Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi (13 Cilt Takım) Gönderileri

Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi (13 Cilt Takım) kitaplarını, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi (13 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi (13 Cilt Takım) yazarlarını, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi (13 Cilt Takım) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Habbab b. Eret
Habbab radıyallahu anh demirci idi. Kendisini satın alan Ümmü Enmår bir demir parçası alıp ateşte kızdırır ve onun başına yapıştırıp işkence ederdi. Habbab, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve selleme halinden şikayet etti."İlahi! Habbab'a yardım et" diye dua buyuruldu. Derken mevlâtı yani sahibesi Ummu Enmår bir baş derdine müptelâ oldu Istırabından köpek gibi ulumaya başladı. Kendisine dağlanmayı ilaç olarak tavsiye ettiler. Bunun üzerine Habbab'a emreder, o da kızgın demir ile onun başını dağlardı.
Sayfa 561Kitabı okudu
sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir.
(Ummul-mu'minin) Aişe radıyallahu anhadan: Şöyle demiştir: Nebl-iEkrem sallallahu aleyhi ve sellem gece vakti olunca hücre(-i şerife)sinde namaz kılardı. Hücrenin duvarı alçacık olduğu için nás nebiyyullah sallallahu aleyhi ve sellemin (namaz kılarken) şahs-ı mübárekini (yani karaltısını) gördüler.** Birtakım kimseler namaza durup kendisine iktida ettiler. Sabah olunca bu (yaptıkları)ni arzettiler. Ertesi gece (yine gece namazına) kalktı. (Yine) birtakım kimseler kendisine iktidáen namaza durdular. Bu işi iki yahut üç gece (tekrar) ettiler. Ondan sonra(ki gece) olunca Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem (evinde) oturdu ve oraya çıkmadı. Sabah olunca bazı kimseler (Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme sebebini anlamak için) bunu da arzettiler. (Cevaben) "Gece namazı size farz olacak diye korktum" buyurdu.
Sayfa 544Kitabı okudu
Reklam
Namaz Vakti Girdiğinde İşlere Ara Vermek/ Hz.peygamberin Günü
Aişe radiyallahu anhadan: Müşarun ileyhaya Nebi-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin hane-i saadetlerinde ne işle meşgul olduklarını sordular. "Kendi ehli-beytlerinin hizmetinde bulunurlardı. Namaz vakti gelince namaza çıkarlardı." cevabını vermiş. Evinin işi ile meşgul olan bir kimsenin namaz ikáme olununca hemen çıkmak lazım geleceğini ifhâm için sevkedilmiş bir hadis olup zımmında Seyyidü'l-alemin ve fahrü'l müslimin efendimiz hazretlerinin-en küçük hizmetine herkes canfedà olmak isterken ehlinin hizmeti ile meşgul olmakla gösterdikleri fart-i tevázu da meydana çıkıyor. Aişe :radiyallahu anhanın Semail-i Tirmizi'deki lafzı şudur "O da her ferd-i beşer gibi bir ferd idi. Elbisesini temizler, davarını sağar, kendi hizmetçiğini görürdü."
Sayfa 511Kitabı okudu
Eşlerin Dini Hükümleri Öğretme Konusundaki Sorumlulukları
Malik b. Huveyris (b. Eşyem el-Leysi) radıyallahu anhumådan: Şöyle demiştir: Kavmimden beş on kişi ile beraber Nebi-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin yanma gelmiştim." Nezd (-i âliler)inde yirmi gün kaldık. (Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem müminlere) rahîm idi. Rıfk ile mecbûl idi. Ehl ü iyâlimizi özlediğimizi görünce bize, "Haydin (kendi ehlinizin yanına) dönünüz. Yanlarında bulununuz. Onlara (dini) öğretiniz. (Beni nasıl namaz kılar gördünüzse öylece) namaz kılınız," Namaz (vakti) geldiğinde içinizden biri size ezan okusun. En yaşlınız da size imam olsun" buyurdu.
Sayfa 475 - B628 Buhari, Ezan, 17.Kitabı okudu
öğle namazının serin vakitte kılınması (ibradüssala')
Ebû Zer el-Gıfârı radıyallahu anhtan: Şöyle demiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte bir seferde bulunuyorduk .Müezzin (Bilâl-i Habeşî radıyallahu anh) öğlen ezanını okumak istedi. Nebî-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, “Serinliği bekle (de öyle oku)” buyurdu. (Bir müddet) sonra yine okumaya davrandı. Yine “Serinliği bekle (de öyle oku)” buyurdu. (Müezzin) tâ tepelerin gölgelerini uzanmış gördüğümüz zamana kadar (bekledi).
Sayfa 394Kitabı okudu
Hz.Peygamber ve Kız Çocukları
Ebû Katâde (el-Hâris b. Rib‘î) el-Ensâri radıyallahu anhtan (sened-i muttasıl ile) rivayet olunur ki, Zeyneb bint Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Ebü’l-Âs Îbnü’r-Rebî‘ b. Abdüşems (radıyallahu anh) den kerîmesi Ümâme’yi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem taşıyarak namaz kılar ve secdeye vardıkdıkça (yere) bırakıp (secdeden) kalktıkça tekrar taşırdı. Ümâme bint Ebü’l-Âs b. Rebî‘ radıyallahu anhümâ Nebî-i Muhterem sallallahu aleyhive sellem efendimizin pek sevgili bir torunu idi. İbn Sa'd’ın Âişe radıyallahu anhâdan rivayetine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme bir defa boncuktan bir gerdanlık hediye edilmiş. “Bunu Ehl-i beytimden en çok sevdiğime vereceğim” buyurmuşlar. Kadınlar -ümmü’l-mü’minîn Âişe hazretlerini kastederek- “Ebû Kuhâfe’nin kızı bunu kazandı” demişler. Derken Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Ümâme bint Zeyneb’i isteyip gerdanlığı onun boynuna takmışlar. Ulemâdan bazılan demiştir ki: Ümâme’nin namazda iken omuzda taşınmasındaki sır, kızlan sevmemek, taşımalanndan ibâ etmek gibi, Arap’ın Câhiliye’den kalma âdât-ı mekrûhelerini hükmen iptaldir. Bu mânâsız ibâ ve istikbârı reddetmekte mübalağa olsun diye namazda bile omuza alınabileceklerini bilfiil göstermiş oldular ki, fiil ile beyan, kavil ile beyandan elbette akvâdır.
Sayfa 375Kitabı okudu
Reklam
39 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.