Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şair İstasyonu

Hasan Başdemir

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Her ne kadar, o benimle konuşmasa da içimdeki her şeyi ona anlatmak, cevap alamayacağımı ve benimle asla konuşamayacağını bile bile, bıkmadan usanmadan yıllarca bu kente gelerek onun bir avuç varlığına teslim olmak. Onu özlemiyle düşülen yollardan, yine onun özlemiyle geri dönmek. "Zaman!" demişti ya, ihtiyar. Haklıydı. Zaman.... Neye benzediğini, bu yollarda öğrenmiştim. Bir türlü anlam veremediğim rötarlar, bitmek bilmeyen yol, mola verilen her istasyonda geçirilen zamanlar. Ağır ilerleyen saatlere edilen küfürler... Ya dönüşlerim? Her seferinde geç kalsam da, tam zamanında çalan düdük, göz açıp kapayıncaya kadar biten yol ve birbiri ardına hızla geçilen istasyonlar. Ve diğeri de haklıydı... "Aşka geç kalmak!" demişti. Yıllarca, mezarlıktaki bir avuç toprağa, her yılın aynı günü sevdamı anlatmak gibi... Sinan YAĞMUR AŞKIN GÖZYAŞLARI
BİTTİ DERKEN Başlangıçta her şey saf ve temizdi. Sorun gidişatındaydı. Her şey başlar ve biterdi. Sonsuzluk, tanrının sıfatıydı. Hayal ve gerçek aynı anda yaşanamazdı. Çok istersen bir şeyi senin olmazdı. Beklemezsen, o kadar çabuk olurdu. Betül Kılıç
Reklam
Derken bitiverdi şiirli saatler. Vakit su misali aktı. Ayrılık vakti geldi çattı. Etraf, şiirdeki gibi ne kalabalık ne de ıssızdı. Sis de kalkmıştı ortadan artık. Sanki canlıydı sis bulutları. Sanki onların da yüreği vardı. Sanki gökyüzü takip ediyordu onları. Şiirler okundukça sis, yerini açık ve güneşli bir havaya bırakmıştı. Şairlerin yürekleri de aynı durumdaydı. Paylaştıkça mısraları gönülleri daha da açılmıştı. Şair, tek tek uğurladı dostlarını. Sarıldı onlara. Selam gönderdi memleketlerine. Selam gönderdi sevgiye, umuda ve şiire. "Eyvallah" diyerek aldılar onlar da selamları, koydular yüreklerine, varınca geri çıkarıp vermek üzere. Her bir şair dostu geldikleri gibi ayrı peronlardan bindiler yıllanmış trenlerin yıllanmış vagonlarına. Çıktılar memleket yoluna. Şair dostları artık vagonlarında, çekilmişler bir kompartimana, alınları cama yaslanmış, ifadeleri ağlamaklı... Dönüyor memleketine şair dostu. Ama biliyor, Allah ömür verirse yine gelecek. Dostunu hiç terk etmeyecek. Tabi şiiri de... Tren ayrılırken vuslatın başkentinden şair dostunun oturduğu kompartımandaki diğer yolcular bir cümle duydular birden: "Ne gündü böyle!"
Sayfa 100Kitabı okudu
ʜᴀʏᴀᴛ ʙᴜ ꜱᴇᴠiʏᴏʀᴅᴜ ᴀꜱʟɪɴᴅᴀ ʏᴀŞᴀᴍᴀʏɪ ʙiᴢiᴍ ᴋᴏÇ ɢiʙi ᴅᴇʟiᴋᴀɴʟɪ. ᴀᴍᴀ ɴᴇʀᴇᴅᴇɴ ʙiʟꜱiɴ ʜᴀʏᴀᴛ ʙᴜ, ʏᴏʀᴀʀ iɴꜱᴀɴɪ! ʜᴀꜱᴀɴ ʙᴀŞᴅᴇᴍİʀ
Ben İstanbul'a aşık... İstanbul'un ise biraz suratı asık. Ne oluyor dedim İstanbul sana? Sen, başlı başına bir köy; tek başına bir şehir; Ve tek başına koca bir ülkesin. En önemlisi de benim için Dünyanın en büyük, en güzel, en ihtişamlı kadınısın. Şimdi söyle, neden ağlıyorsun?
ɢÖᴢ ɢÖʀᴍᴇᴢ ᴏʟᴜʀ ʜᴇʀ Şᴇʏɪ. Öᴢʟᴇʀɪᴍ ʙɪʀ ɢᴇᴄᴇ, iÇiᴍ ᴀᴄɪʀᴋᴇɴ ꜱᴇɴi. İŞᴛᴇ, ᴀʀᴀʀᴋᴇɴ ꜱᴇɴɪ ᴅᴇʟi ɢiʙi; ʙᴀɴᴀ ᴋᴏᴋᴜɴᴅᴀɴ ʙiʀ ᴛᴜᴛᴀᴍ ꜱiɴᴇɴ ɢÖᴍʟᴇĞiᴍ ᴛᴇꜱᴇʟʟi.
Reklam
MAVİ SİYAH Yağmur gibi yağıyor karanlıklar. Karanlıklar çöktükçe, etrafı yalnızlıklar sarıyor. Acılar türüyor yavrularına gebe, Her yerde yavru acılar... İsyankâr ruhum titremekte. Yapılan hataların acısı ateş olmuş; Ayak tırnağından saç teline, Yakıyor bütün ruhumun bedenini. Günahlar ve günahkâr insan... Yüzleşiyor, belki de yüzleştiriliyor. Dudaklar harekette, gözlerde isyan damlası... Hayır! Çığlığı yırtıyor karanlığı. Gerçekle buluşma bu kadar kötü olamaz, olmamalı! Yapamam, hataları hayata; Hayatı dünyaya... Ateşi kapatacak mavi, Hayatı silecek siyah kimin elinde? Şerife KARTAL
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.