Şair İstasyonu kitaplarını, Şair İstasyonu sözleri ve alıntılarını, Şair İstasyonu yazarlarını, Şair İstasyonu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir istasyon düşünün ;
Peronlarında dostluk kokuyor
Peronlarında şiir kokuyor...
Bir istasyon düşünün;
Dostlar buluşuyor yollarında
Hasret giderirler o anda
Ve hoş sedalar yükselir semada...
Şiirler bırakırlar peronlara
Sözcükler bırakırlar yüreklerinden
Şiir dostu gönüllere hatıra
O anda istasyonda herkes mutlu
O anda herkes daha umutlu...
Onlar ki sayısız şair dostu ;
Onlar ki şiir okudu sanki evren sustu...
Durma sen de kulak ver şaire ve dostlarına
Bak sözcükler dökülmeye başladı sen de oku !!!
Hasan BAŞDEMİR
Şair, gelişi gibi yavaş adımlarla yöneldi kapıya. Yürürken etrafına da bakınıyordu. Merak etti bu güzel anıya ev sahipliği yapan istasyonu. Bu yüzden inceleyerek ilerliyordu etrafını. Aslında buraya gelirken istasyonun hiçbir şeyini merak etmemişti. Adını bilmiyordu mesela. Zaten artık gerek yoktu herhangi bir ada. O, burada şair yüreklerle buluşmuş: şair yürekler de onunla hasret gidermişlerdi. "Şairin istasyonu" olmuştu burası yani. Zihninde hep bu düşüncelerle şair, istasyonu terk ediyordu ve o istasyonun adı artık "Şair İstasyonu" oluyordu....
Oldu da...
Şairin yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Mutluydu. Güzel bir anı daha edinmişti bugün. Üstelik elinde onlarca şiir vardı artık dostlarından hatıra. Onlarca gülümseyen yüz vardı çantasında. Onlarca şair yürek... İçi buruktu gülümseyen yüzüne inat şairin. Ama umutluydu yine de. Hem güzel bir gün geçirmişler hem de aynı güzellikte bir dinleti yapmışlardı.
Derken bitiverdi şiirli saatler. Vakit su misali aktı. Ayrılık vakti geldi çattı. Etraf, şiirdeki gibi ne kalabalık ne de ıssızdı. Sis de kalkmıştı ortadan artık. Sanki canlıydı sis bulutları. Sanki onların da yüreği vardı. Sanki gökyüzü takip ediyordu onları. Şiirler okundukça sis, yerini açık ve güneşli bir havaya bırakmıştı. Şairlerin yürekleri de aynı durumdaydı. Paylaştıkça mısraları gönülleri daha da açılmıştı.
Şair, tek tek uğurladı dostlarını. Sarıldı onlara. Selam gönderdi memleketlerine. Selam gönderdi sevgiye, umuda ve şiire. "Eyvallah" diyerek aldılar onlar da selamları, koydular yüreklerine, varınca geri çıkarıp vermek üzere. Her bir şair dostu geldikleri gibi ayrı peronlardan bindiler yıllanmış trenlerin yıllanmış vagonlarına. Çıktılar memleket yoluna.
Şair dostları artık vagonlarında, çekilmişler bir kompartimana, alınları cama yaslanmış, ifadeleri ağlamaklı... Dönüyor memleketine şair dostu. Ama biliyor, Allah ömür verirse yine gelecek. Dostunu hiç terk etmeyecek. Tabi şiiri de...
Tren ayrılırken vuslatın başkentinden şair dostunun oturduğu kompartımandaki diğer yolcular bir cümle duydular birden:
"Ne gündü böyle!"
KALABALIK
Bazen diyorum ki,
Hep yalnız kalayım.
Bazen de diyorum,
Güçlü kalabalıklarla yaşayayım.
Ey can dostlar!
Neredesiniz?
Başım düştü düşecek.
Bir çift omuz arıyorum.
Gelin, yoksa ben;
Benden gidiyorum.
Hasan BAŞDEMİR
KAĞIT PARAM
Hem seni,
Hem de olmayacak dualara âminleri sevdim. Bilmiyordum, ikisi de
Aynı kâğıt paranın farklı yüzleriymiş.
Ve inan ki sevgilim,
Doksanlı yıllarda babamın beni
Bakkala gönderdiği zamanlar hariç,
O kadar büyük kâğıt param olmadı.
HÂLÂ
Can kaybından değil,
Ümit kaybından ölüyorum.
Ve yediğim hayallerin fazlalığı ile
Hâlâ
umut
kusuyorum...
Umut ettikçe değil,
Seni gördükçe yaşama bağlanıyorum.
Ve gözlerini görmenin fazlalığı ile
Hâlâ
mutluluk
kokuyorum...
Hasan BAŞDEMİR
MAVİ SİYAH
Yağmur gibi yağıyor karanlıklar.
Karanlıklar çöktükçe, etrafı yalnızlıklar sarıyor. Acılar türüyor yavrularına gebe,
Her yerde yavru acılar...
İsyankâr ruhum titremekte.
Yapılan hataların acısı ateş olmuş;
Ayak tırnağından saç teline,
Yakıyor bütün ruhumun bedenini.
Günahlar ve günahkâr insan...
Yüzleşiyor, belki de yüzleştiriliyor.
Dudaklar harekette, gözlerde isyan damlası... Hayır! Çığlığı yırtıyor karanlığı.
Gerçekle buluşma bu kadar kötü olamaz, olmamalı!
Yapamam, hataları hayata;
Hayatı dünyaya...
Ateşi kapatacak mavi,
Hayatı silecek siyah kimin elinde?
Şerife KARTAL
HALET-İ RUHİYE
Sesim anlamsız, boğuk.
İçim titrek, elim cebimde,
Hava ışıltılı ama soğuk...
Adımlarım isteksiz, ağır...
Yüzüm asık...
Meskûn mahalde insan gürültüsü,
Kulağım sağır...
Resmetseydi bir ressam bu halimi,
Dertli derdi her yorumlayan o resmi.
Sadece dertli derlerdi,
Bilmezlerdi müsebbibini.
Bilmezlerdi her saniye nükseden
Sara nöbetimi.
Temyiz kudretinden uzaklaşıp,
Aklımın sana kilitlendiğini...
Selami KARASU
BAYRAM AŞKI
Öyle bir zamanda geldin ki,
Bayramda ikram edilen şekerler gibi "Almasam" diyemedim.
Öyle bir aşk yaşadık ki,
Bayram ziyaretleri gibi
Hemen bitiverdi.
Sen, bayram aşkı...
İyi gün yanımdalığı...
Gittin...
Ben, hep giyer oldum bayramlıklarımı.
Hasan BAŞDEMİR