Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Patrimonyal Devlet ve Sanat Üzerinde Sosyolojik Bir İnceleme

Şâir ve Patron

Halil İnalcık

Şâir ve Patron Sözleri ve Alıntıları

Şâir ve Patron sözleri ve alıntılarını, Şâir ve Patron kitap alıntılarını, Şâir ve Patron en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fuzûlî’yi en iyi anlıyan Aşık Çelebi’nin, onun hakkında yazdıklarında şu noktaları tesbit ediyoruz I. Fuzûlî, Irak ve Diyarıbakır bölgesi halkı, yani Türkmen (Iranlı menşe’den Azerî deyimi bence doğru gö­rünmüyor) şâirleri arasında üstâd olarak tanınmıştır.
Bayramlarda bayramlık (‘idâne, ‘iydiyye) dağıtılırdı. Bir şehzâde ölümü dolayısıyle mersiye, mevsim dolayısıyle nevrüziye, şitâiye, Pâdişah’ın bir zaferi dolayısıyle kaside veya tarih sunanlara keza armağan verilirdi. Bir önemli kişiye akrabasının ölümü dolayısıyle padişah tarafından para ve hil‘attan ta‘ziye gönderilirdi.
Reklam
Herkes dünya hırsına ve gösterişine kapılmış, sanat ve ilim gibi değerlere sırtını çevirmiş..
Burada önemle kaydetmek gerekir ki, divan şiirinde doğal coşku, lirizm değil, tasannu’ esastır. Saray kültürüne sahip hükümdarlarla devlet büyüklerine, çeşitli “fenler”in uygulandığı sanatkârâne eser hitab eder. Bu çeşit eserler; sembolik, zihnî incelik isteyen, tasannu’ ürünü eserlerdir. Buna karşı halka yönelen, meselâ Karacaoğlan’ın şiiri gibi, realist-naturalist nitelik gösteren şiir, sanat sayılmaz.50 Zâtî gibi “sanâyi’-i şi’rîye” denilen sanatları en iyi kullanabilen becerili şâir, en iyi şâir sayılır.
Patrimonyal devlette her türlü nimet ve mertebe, yalnız ve yalnız hükümdardan kaynakladığı için, buna erişmek isteyen nâmzetler arasında kıyasıya bir rekabet, hased, entrika ve yal­takçılık egemendi ve toplumun ahlâkını yahut ahlâksızlığını oluştururdu.
Beyâ sâkî âb-i âtaş-mizâc k’ez o cümle dard dâred ilâc (Sâkî, o ateş içeren şarabı getir ki, o her derde devâdır)
Reklam
Fuzuli
Biz ayyüzlülerin kullarıyız Ayyüzlüler ise hep sizin kulunuzdur.
Osmanlı’da, kimse padişahın sarayından, yahut camiinden daha büyük ve şa’şaalı bir yapı yaptıramazdı. Sultânu’ş-Şu’arâ seçilmek, “in’âm” al­mak için şâirin, ilkin şu’arâ meclisine çağrılması, sultana bir kasîde sunması, takdir edilip bağışa lâyık görülmesi gerekli idi. Öte yandan, yüksek mevkilere çıkan şâirler (meselâ Necâtî) kendileri patron durumuna gelip birçok seçkin şâiri yanlarında bulundurmuşlardır.
Burada, güçlü mevkilerde oturan patronların, alçaklarda yaşam kavgası veren ruh zengini fakirlerle bitmez tükenmez karşılaşması var.
Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
Kanunî Süleyman ile ulemadan şâir Bâkî arasında da buna benzer bir yakınlık kurulmuştur. Hayatının ilk döneminde güçlük çeken Bâkî, Sultan Süleyman’ın iltifatına eriştikten sonra onun musâhibi olmuş, en yüksek makamlara getirilmiştir. Süleyman, iltifat ve iltimasta ölçüyü aşıp onu şeyhülislâmlığa getirince, ulema dayanamamış, karşı çıkmışlardır. Onu kıskananlar, nihayet III. Murad tahta çıktığında, medrese hiyerarşisinde en yüksek derece olan Süleymaniye müderrisliğinden azlettirdiler.
594 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.