Salamina Askerleri

Javier Cercas

Salamina Askerleri Sözleri ve Alıntıları

Salamina Askerleri sözleri ve alıntılarını, Salamina Askerleri kitap alıntılarını, Salamina Askerleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Andrés Trapiello, pek çok Falanjist yazar gibi Sánchez Mazas'ın da savaşta kazandığını ama edebiyat alanında kaybettiğini söyler. Bu cümle zekice ve kısmen de doğrudur ya da en azından onun için geçerli olan buydu, çünkü Sánchez Mazas acımasız bir katliamda aldığı acımasız sorumluluğun bedelini unutularak ödedi, belki de savaşı kazanırken bir yazar olarak kendini yitirdi: Neticede bir romantik olarak belki de içten içe, zaferin baştan aşağı onursuzlukla lekelendiğine kanaat getirmişti ve cennete ilk vardığında —her ne kadar bu cennet son yıllarında peydahlanan ve eski imtiyazların, hiyerarşilerin ve güvencelerin zavallı bir müsveddesi olmaktan öteye gitmeyen, ayağında terlikleriyle aylaklık içinde yaşadığı kreton perdeli aldatıcı burjuva cenneti olsa da— içten içe gördü ki orada ancak yaşanır, yazılmaz çünkü yazmak ve servet birbiriyle bağdaşmaz. Bugün onu anımsayan pek az insan var, belki de hak ettiği budur. Bilbao'da bir sokak onun adını taşıyor.
Sayfa 135Kitabı okudu
Ortalama bir faşist milliyetçi budur!
Foxá haklıydı: Savaşın sonundan öldüğü güne kadar, Sánchez Mazas belki de yalnızca bir milyonerdi. Çok fazla milyonu olmayan, ruhsuz, biraz yozlaşmış, pahalı tutkuların -saatler, bitkiler, sihir, astroloji- ve bir o kadar aşırı edebiyat tutkusunun esiri bir milyoner. Ömrünün kalanını "vie de château"¹ sürdürerek uzun mevsimler kaldığı
Reklam
Durum gayet açıktı; özgürlüğüne yeni kavuşan Sánchez Mazas her şeyi tozpembe görüyordu, çünkü Franco İspanyası'nın kendi ihtiraslarından zerrece farklı olacağını aklının ucuna getirmezdi. Eski Falanjist yoldaşları içinse durum farklıydı: 19 Nisan 1937'den itibaren ayaklanmaya katılan tüm politik güçlerin General Franco'nun komutasında tek bir partide birleştirildiği, tam anlamıyla (yıllar sonra Ridruejo'nun kullanacağı tabirle) tersine bir devlet darbesi olan Birleşme Kararnamesi yasalaştığında, Falanj'ın eski bekçisi, onca hayalini kurduğu faşist devrimin asla gerçekleşmeyeceğini sezmeye başlamış olmalıydı. Çünkü öğretisinin o maharetli karışımı —belli geleneksel değerlerin korunmasına, ülkenin sosyo-ekonomik yapısında derin değişiklik ihtiyacına, orta sınıfın proleter devrime yönelik korkusuna ve Nietzscheci kökenden gelen irrasyonalizme yaslanan, burjuvazinin güven sınırları içinde yaşama yönelimi karşısında romantiklerin tehlikeli bir yaşantı sürmeyi salık veren, hepsinin harmanlandığı parlak, demagojik ve olanaksız bir karışımdı bu—son kertede fazilet taslayan, nereye gittiği malum muhafazakâr bir bulaşık suyu haline gelmişti. Franco, rejimini (evvelden çokça yardım aldığı, almakta olduğu ve daha da almayı umduğu) Hitler Almanyası ve Mussolini İtalyası'na denklemek için 1937'de José Antonio'nun ölümüyle lidersiz kalan, ideolojik açıdan ehlileşen ve özerk bir iktidar aygıtı olarak saf dışı kalmış Falanj'ı artık retoriğiyle olsun, ritüelleriyle ve diğer dış faşist ifadeleriyle olsun, kendine istediği gibi alet edebilirdi.
İlk gençlik çağlarında, babasını Barselona'daki hukuk eğitimini mali olarak desteklemesi konusunda ikna etmeyi becerememiş ve bundan ötürü köyde kalarak ailesinin küçük sarımsak işletmesine yardım etmek zorunda kalmıştı. Buna karşın, çocukluğundan beri okul kütüphanesinden ve sosyal bilimler enstitüsünden beslenen, ayrım yapmayan hevesli bir okur olması dağarcığını geliştirmesini sağlamış ve ona ortalamadan daha yüksek bir kültür bahşetmişti.
O zamanlar José Antonio, Oswald Spengler'in, "son dakikada uygarlığı kurtaranların daima bir avuç asker olduğu" yolundaki cümlesine atıfta bulunmaktan hoşlanırdı.
"Bazen bana Cerebro'yu anımsatıyorsun şekerim," diye fısıldadı Conchi. "Bir entelektüel olduğunu bilmesem salak olduğunu söylerdim. Sana en başından beri bir komünist hakkında yazman gerek dedim mi demedim mi?"
Reklam
300 öğeden 351 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.