Samsunspor Tarihinden 55 Portre

Mehmet Yılmaz

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Aslında bakarsanız o yıllarda Samsunspor tam bir “Yılmaz takım” olarak görünüyor. Başkanı Yılmaz Ulusoy, kaptanı Gozgoz Yılmaz ve tribün lideri Lazigo Yılmaz! 1968’de Samsunspor Süper Lig’e çıktı. Karadeniz'in ilk Süper Lig takımı oldu.
Eflatun Kitaplar
Tanju Çolak
Türk futbolunun kralı Tanju Çolak başkaları için nedir bilemem ama bizim için bir Samsunspor efsanesidir. Samsunspor’un Türk futboluna en büyük armağanı olan Tanju Çolak için hayatta yaptığı en kolay şey gol atmaktı diyebilirim. 1 Kasım 1986’da babam beni eski Yaşar Doğu Kapalı Spor Salonu’nda oynanan Samsun Irmak Sanayi – Sönmez Filament Erkekler Voleybol Süper Lig’i maçına götürmüştü. İlkokul ikinci sınıfa gidiyordum. Maç oynanırken birden bir hareketlilik oldu. Tribünlerin farklı girişlerinden bazı insanlar içeri giriş yaptılar. Aman Allah’ım! O da neydi öyle? Meğer içeri girenler Samsunspor futbol takımının oyuncularıymış. Bakmayın benim voleybol maçına geldiğime, o yaşta bile futbol hastasıydım ve Samsunspor bütün dünyamı kaplamıştı. Çok güçlü bir takımımız vardı ve o takımda benim çocuk dünyamın bir süper kahramanı oynuyordu: Tanju Çolak… Sonra babam beni aldı ve Tanju Abi’nin oturduğu yere götürdü. “Tanju, bu benim oğlum” dedi. Tanju Abi yanaklarımdan öptü ve saçımı okşadı. Ona “Tanju Abi, inşallah yarın Fener’e gol atarsın” dedim. Çünkü yarın yine bir Fenerbahçe maçımız vardı. Nitekim o maçı da bir önceki sezon olduğu gibi yine 4-0 kazanmıştık. Ancak ben radyodan dinlediğim maçta bir türlü sevinemiyordum. Üç golümüzü Orhan atmıştı. Oysa Tanju Abi bana söz vermişti, o da atacaktı. Zaten gol kralıydı, atardı. Attı da. 4-0 kazandık.
Eflatun Kitaplar
Reklam
Tümer Metin
Tümer Metin, “Metin Olmak” adlı otobiyografik kitabında Samsunspor’a transferi için, “Süper Lig’de oynamak istiyordum. Vanspor’a gidecektim ama İsmail Uyanık Başkan kamp yaptığımız otele bizzat gelerek beni Şemsi Denizer’den aldı. Ben odamdaydım ve telefon açıp lobiye çağırdılar, ertesi günkü maçta da oynamadım.” diyerek anlatıyor. Samsunspor’a geldiğinde lig başlamıştır. İyi bir takım vardır ve ilk başlarda o takıma girmekte zorlanır. İlk oynadığı maç ise bir Galatasaray maçı olur ve o maçta sol bek oynar. Daha doğrusu oynayamaz çünkü Hagi tarafından adeta mahvedilmiştir. Oyundan alındığında “Süper Lig benim seviyemin çok üstündeymiş.” diye düşünür. Sonra yavaş yavaş oynamaya başlar. Bir Bursaspor deplasmanı geldiğinde takımın dört as oyuncusu cezalıdır. “O maça ilk 11'de çıktım ve çok iyi bir performans gösterdim. O gün inanılmaz yağmur yağıyordu. Maçı 3-2 kazandık. Ben de çok iyi oynadım. Ertesi günü yerel gazetelerde bir fotoğrafımı kullanmışlardı. Fotoğrafta, sanki duşun altındaymışım gibi her yerimden sular akıyordu. Bir sonraki hafta evimizde oynadığımız maç öncesi ısınmaya çıktığımızda taraftarlar "Yağmur Adam” diye birini çağırıyorlardı tribüne. Hiçbirimiz anlamadık önce. Sonra beni çağırdılar adımla ve sonrasında yine "Yağmur Adam" tezahüratları yapılınca anladım. O maçtan sonra Samsunspor'da oynadığım yıllar boyunca tribünler tarafından "Yağmur Adam" diye çağırıldım. Futbol kariyerimde bunun dışında bir lakabım da olmadı. O da Samsun'da kaldı zaten.” diye yazıyor.
Eflatun Kitaplar
Daniel Timofte
Timofte, “Samsunspor'da geçirdiğim yıllarda unutulmaz maçlarımız oldu. Ligdeki maçlar, Türkiye kupasındaki maçlar, Balkan kupasındaki maçlar… Balkan Kupası’nı kazanmıştık ve finale kadar geldiğimiz İnter Toto Kupası serüvenimiz vardı. Çok fazla. Ama bence en özeli kupada Trabzonspor’u deplasmanda 2-1 yenip elediğimiz maçın sonrasıydı. O maçtan sonra gece yarısı birçok taraftar şehir girişinden kilometrelerce uzaklıkta bizi karşılamıştı ve tesislere kadar eşlik etmişti. Tesislere geldiğimizde ise binlerce coşkulu taraftar bizi bekliyordu.” diyordu.
Eflatun Kitaplar
İlhan Mansız
Bir röportajda, 1999-2000 sezonundaki Samsunspor yıllarında çekilen takım fotoğrafını gören Mansız, çok iyi bir kadroya sahip olduklarını belirterek "Bu benim ikinci senem galiba. Geldiğim sene sezon açılışı öncesi Başkan İsmail Uyanık, Tümer Metin'in eline, entelektüel yapısı olduğu ve konuşması düzgün olduğu için bir konuşma hazırlayıp verdi. Taraftarların önünde, Tümer okurken takımın çok iddialı bir kadro olduğunu, şampiyonluğa oynayabileceğini söylediğinde ben bir soluma baktım. 'Ya dedim; ne diyor kendi kendine'. Fakat üç sene sonra bu sözlerin kıymetini veya anlamını kavrayabildik. Çünkü yanılmıyorsam, 7 veya 8 kişi buradan üç büyük takıma transfer oldu. Yanılmıyorsam hocamız da rahmetli Erdoğan Arıca'ydı. Kendisiyle çok özel bir ilişkimiz vardı. Bir baba-oğul gibi. Zaman zaman küserdi, zaman zaman ben gönlünü kırardım hocanın ama gönlünü almasını bilirdim. Nur içinde yatsın. Güçlü bir kadro güçlü bir ekipti. Ertesi sezon Celil’le Serkan gidince bu sefer yük Tümer ve bana bindi ve biz ön plana çıktık diyebilirim. 2000-01 sezonu çok iyi geçti ve İstanbul'a geldim.”
Eflatun Kitaplar
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.