‘Hiçbir şey umrumda değildi. Her şeye kayıtsızlık duymaya başlamış değildi yalnızca bizzat kayıtsızlığı ta kendisi bütün evreni ele geçirmekteydi. Gerçekten önemli olan tek mekan divan ve televizyon arasında duran sehpaydı.’
‘Hiçbir şey umurumda değildi. Her şeye kayıtsızlık duymaya başlamış değildi yalnızca bizzat kayıtsızlığı ta kendisi bütün evreni ele geçirmekteydi. Gerçekten önemli olan tek mekan divan ve televizyon arasında duran sehpaydı.’
Hayatında aşkın asla yer almayacağı varsayımıyla oluşturacağı bir planı olmalı ve zihninde yapmayı tasarladığı şeye kesin ve inanılası bir kavram kazandırmalıydı.