"...Çünkü; bana yapacak başka bir iş bırakmadınız. Çünkü; sabah dokuzda çıkıp akşam altıda eve döndüğünde evdekilere 'bugün iş yerinde çok yoruldum' demezsem bundan böyle bana tahammül edeceklerini sanmıyorum. Çünkü; 'counter veya terör' olmaktan bıktım ve 'hiç olmazsa buna da razıyım' diye düşünüyorum. Çünkü; çürüyorum. Çünkü; kuruyorum. Çünkü; paslanıyorum. Çünkü; milatlarla sarsılmaktan, göçük altında kalmaktan, buruşturulup bir kenara koyulmaktan yıldım. Tükendim. Bittim. En büyük 'çünkü' ekmek kapısı ümidiyle size denk geliyor. Random bir ihtiyaç, kara kaşınızın kara gözünüzün hatırına değil yani... Alavarez; ülkenin o hiç sonu gelmeyen 'hassas bir dönem atlatma' çabasından bırakarak kendini 'internet cafe ve ev bilgisayarı' arasındaki yapay bir dünyaya hapseder. Chat muhabbetleri, bilgisayar oyunları ve sanal geyiklerle sarmalanan bu dünyada daha önce tanımadığı insanlarla karşılaşacak, bilmediği türden ilişkilere girecek ve uzun zaman önce kaybettiği 'kendisini' bulacaktır. Sanal Uyku, "doğal afet, ekonomik kriz, global terör" gibi bahane milatlarla geleceği karartılan 'okumuş yazmış' on binlerce işsiz ve umutsuz gencin bilgisayar başındaki yarı sanal yarı gerçek öyküsü...
