Amerika’da soyutlama, Avrupa’daki soyutlamanın aksine, geometriye değil, bilinçli kontrolün askıya alındığı doğaçlamaya dayanır. Sanatçı, otomatik çizim veya yazı üzerinden iç benliğiyle bağ kurar.
"Tarih, kadının ortaya çıkmasıyla başlamıştır. Ondan öncesi sadece antropik ilkeye dayalı bir tür kozmolojidir. Ondan sonrası ise cinsellik, ahlak bilgisi, takva, tufan, sarhoşluk."
-Arthur Danto, Sanat nedir, sel yayınları, syf:76
Soyutlama ortaya çıkana kadar, tablolar aynı zamanda bir şeyin resmiydi. Uzun zaman boyunca resim ve tablo kelimelerini birbirinin yerine kullanmak mümkündü.
Sanatı bir şarkı veya hikâye dahilinde kudretli kılan güç, her şeyden önce onu sanat yapan şeyden kaynaklanır. Ruhu canlandırmak konusunda gerçekten de sanattan iyisi yoktur.
"İnsanın bugünkü yapısı, antik zamanlardakinden ya da Poussin'in yaşadığı çağdakinden hiç farklı değildir."
-Arthur Danto, Sanat nedir, sel yayınları, syf: 94
Hegel'e göre felsefeyle karşılaştırıldığında sanatın sorunu da tam olarak budur. Sanat duyular olmadan yapamaz. Fikirleri ihtişamla sergileyebilir - fakat bunun için "estetik fikir"lere ihtiyaç duyar. Hegel'in sanatın sonuyla ilgili muhteşem tezi, sanatın duyulara onulmaz bağlılığı üzerine kurulmuştur. Ona göre felsefenin üstünlüğü, böyle bir gereksinim duymamasında yatar.
Sayfa 123 - Pdf - 5. Bölüm: Kant ve Sanat EseriKitabı okudu