Halet, halı vakti yerinde bir genç adam. Yaşı gelmiş evlenmesi gerekir ailesi nezdinde. O da bir fotoğrafcının yanında çalışan Sara'yı istiyor. Hatta o olmazsa asla evlenmem diyerek ayak diretiyor birde... Arzular şelale, düğün günü şenlik, eğlence ve mutluluktan havalara uçulduğu 5-6 ay Daha sonra.. Daha sonra ne mi oluyor? Halet tıpkı Shakespeare'in Hamlet'i gibi gerek içinden gerekse dışında görüp, duyup hissetiği ecinnnileri yüzünden Sara'yı aşırı derecede kıskanmaya başlıyor. #selahattinenis #sara isimli bu uzun hikayesinde, bu novellasında tutkusu yüzünden perişan olan bir adamın hayatına odaklanıyor. Tabi bunu yaparken de arka planda I. Dünya Savaşını, hiç yoktan hayatlarını kaybeden insanları, bu insanların kaderleriyle adeta birer oyunçakmış gibi oynamayı kendine farz gören sözde ekabir takımını, kendi zevki sefasına dalmış sadece bedenden mevcut vücutları enikonu yazmaktan da geri durmuyor. Hikayede kâh bir Romeo Juliet tadı, kâh bir Hamlet tadı aldığınızı hissediyorsunuz sona doğru yaklaşırken. Selahattin Enis kendi yaşadığı çağın çok ilerisinde cümleler kullanabilen, ki anlatıklarının günümüzde de birer yansımasını görmek gayet mümkündür. #okuyunpişmanolmazsınız
