"...şato itfaiyeye birkaç borazan da hediye etmişti [...] ; borazanın sesini duyunca Türkler geldi sanıyordun, gürültüsüne bir türlü alışamıyor, her çalındığında yerinden sıçrıyordun."
Gerçek dünyaya dair hiçbir ayrıntı içermeyen bir kitapta bu cümlenin geçmesini sadece absürt buldum.
350 sayfalık bir laf kalabalığı. Akıcılığı olmayan bir hikaye ve bunun üzerine kötü yapılmış bir çeviri. 50 sayfa boyunca nefes almadan konuşan karakterlerle monolog halini alan bunaltıcı diyaloglar.
Distopya okumak istiyorsanız eminim ki çok daha başarılı ve öğretici örnekleri vardır. Bu kitabı okuyarak vaktinizi boşa harcamayın.
ŞatoFranz Kafka · Can Yayınları · 20229,9bin okunma
Kitapta Kadastrocu olarak gittiği köyde,
Herkesin onun hakkında bir fikrinin olduğu,
Herkesin her şeyi bildiğini sandığı bu köyde,
Bay K. köy, köylü ve bu köydeki yoğun bürokrasiye dair hiçbir şey bilmeden bir hafta geçiriyor ve bu bir haftaya çok fazla olay sığdırıyor.
Köydeki bürokrasi ve köylünün şatoya bakış açısı benim açımdan en dikkate değer kısımlar oldu.
Şatoda olup bitenler asla sorgulanmıyor.öyle olması gerek ki öyle ! Ama mantıksız? Hayır söz konusu şaton ise hiçbir şey mantıksız olamaz.
Kağıt israfı, işi kolaylaştırmak yerine zorlaştıran memurlar ( ki bizdeki bürokratlara denk geliyor) değişime tamamen kapalı bir yönetim ve onun hakkında her kafada ayrı hükümler süren senaryolar.
Bence bu kitap insanı düşündürmesi, yönüyle okunması gereken kitaplar arasında.
ŞatoFranz Kafka · Can Yayınları · 20229,9bin okunma