Bir otelde kendine ait bir oda Aslında kulağa çok insanca geliyor, öyle değil mi? Ama inanın ki, bizim gibi 'seçkinleri' yirmişerli gruplar halinde buz gibi barakalara tıkacakları yerde epey iyi ısıtılmış, tek kişilik otel odalarına yerleştirmekle, bizler için yalnızca insani olmakla ilintisiz, fakat çok daha ustaca bir yöntem geliştirmiş oldular. (Sayfa-37)
Bu otel odası sisteminin ne kadar şeytanca, psikolojik açıdan ne kadar öldürücü biçimde düşünülmüş olduğunun farkına ancak şimdi varıyordum. Toplama kampında belki insan elleri kanayana ve ayakkabıların içindeki ayakları dolana kadar el arabasıyla taş taşımak zorunda kalıyordu, iki düzine insanla berbat bir kokunun içinde, soğuktan donarak yatıyordu. Ama öte yandan insan, yüzler görebiliyordu, bir tarlaya, bir el arabasına, bir ağaca, bir yıldıza, herhangi bir şeye, ne olursa olsun, herhangi bir şeye bakışlarını dikebiliyordu, oysa burada insanın çevresinde hep o aynılık vardı. Burada dikkatimi düşüncelerimden, sınrılarımdan, hep aynı şeylerden ayırabilecek hiçbir şey yoktu. Ve amaçladıkları da zaten özellikle buydu düşüncelerimi yutacak, yutacaktım, ta ki boğulana ve sonunda onları kusmaktan başka çare bulamayana kadar, her şeyi söyleyene, istedikleri her şeyi söyleyene, kanıtları ve insanları teslim edene kadar. (Sayfa-41)