Neden sayılamadılar?
"Evrensel "akıl" ve "vicdan" geleneğinin erozyonu…
Zaman içinde giderek çirkinleşen toplumsal bir şartlanma…
Bu erozyonun ve bu şartlanmanın orta yerinde bakirliği sonsuzlaşan saf tutkulu bir sevgi öyküsü.
Ahmet Mahir Pekşen, bu romanında bir sahneyi ayan ediyor bizlere. Bizi sahnenin içinde çok fazla gezdirmese de gözlerimizin bir köşesinde örtülü kalmış olabilecek bazı "kırmızı" perdeleri yeniden kaldırıyor. Hatırlatıyor bize sayılamayanları... Sahne dekorlarına dokunmadan "manzarayı" olduğu gibi görmenizi sağlıyor.
sayılamayanlar… görünemeyenler… görülemeyenler…
Onlar her yerdeler… Büyük şehirlerde, kasabalarda, köylerde…
Onları birer hayalet haline getiren güç nedir? Sayılamayanlar, hayretle ve ibretle okuyacağınız bir roman.