Sayılı Fırtınalar
Refi Cevad UlunaySayılı Fırtınalar Gönderileri
Sayılı Fırtınalar kitaplarını, Sayılı Fırtınalar sözleri ve alıntılarını, Sayılı Fırtınalar yazarlarını, Sayılı Fırtınalar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yook ben zalim değilim, suçsuz adama dokunmam. Benim bütün öldürdüklerim suçlu idi.
Külhanbeyi
Külhan Beyler makbul sayılmazdı. Hatta kabadayılar birini küçültmek isterlerse "külhanbey" derlerdi.
Sayfa 327 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Bizce insanlar iki cinstir kurnazlar ve enayiler. Enayiler olmasa kurnazlar geçinemez.
Sayfa 301 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Teşkilatın Fedaisi Yakup Cemil
-Yakup Cemil'in vuruş tarzı değişmez. Sanki öldürdüğü kurbanının cesedine bir de imza atar.
-Hayretle sordum. Ne gibi?
-Ne gibi olacak, Yakup Cemil; bir kurşun atar iki değil. Sıktığı tek kurşunla da ölüm yerinden vurur. Onun tabancasını doğrulttuğu adamın sağ kalabilmesine imkan yoktur.
Sayfa 249 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
İnsanoğlu böyledir kuvvete tapar.
Sayfa 236 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Mahkumlar müfrezesi kumandanı Yakup Cemil
Yook ben zalim değilim, suçsuz adama dokunmam. Benim bütün öldürdüklerim suçlu idi.
Sayfa 231 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Hapishane ve Ceza Sistemi " Kalebendlik Mahkumlar"
Memleketin ceza tarihinde ayrı bir ehemmiyeti haiz olan Sinop zindanı, kalebendlerin ilk merhalesiydi. Burada sükunet bulmayanlar Bodrum Kalesi'ne orada da azgınlığa devam edenler Payas'a sevk edilirdi.
Sayfa 219 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Ey ahali ey kuru kalabalık :))
Abdülhak Hamid, İstanbul için: "Bu halk söylemez, söylenir" der. Hakikaten öyledir de. Halk söyleniyordu.
Sayfa 205 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
dönemin değişen dokusu
O zamanlar şimdiki gibi Sent Antuvan Kilisesinin bulunduğu yer Konkordiya tiyatrosu olmadan evvel Haneki isminde bir Rum'un meşhur kumarhanesi idi.
Sayfa 204 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Yırtıcı kuşun ömrü az olur
Sayfa 183 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Hasmın karınca da olsa kendini merdane bil diye bir laf vardır.
Sayfa 174 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Kabadayılar gitti, Babalar çıktı! Devir devran değişti vesselam!
Hakiki Kabadayı kendisinden bahsettirecek herhangi bir vaka ile övünmeyi ayıp sayar, görenler söylerler. Şayet biri sorarsa: Evet öyle bir şey olmuştu der geçer.
Sayfa 171 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı'nın Son Yüzyılında Mahpushane
Hatırlı bir mahpusun aşçısı, uşağı vardı. Yemek malzemesi dışarıdan aldırılır, tatlısı ile tuzlusu ile ne isterse pişirtebilirdi. Hatta akşamları mükemmel meze ile çakıntı bile yapılırdı.
Sayfa 132 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
AŞK FIRTINASI
İnsan ve erkek denilen mahluk bir aşk fırtınasına tutulursa çeşitli rüzgarların önünde savrulan bir çöpten başka bir şey değildir.
Sayfa 106 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu
Savrulurken raconun kırmızı pelerini
Gönülde muhabbet olursa racon vız gelir. Raconu düşünürsen, aşıklıktan bahsedemezsin anladın?
Sayfa 106 - Bolayır YayınlarıKitabı okudu