fakat beyaz bir nisyan dumanı önüme yığılır, renkleri siler, şekilleri kaybeder. pek uzun gurbetlerden sonra vatanına dönen bir adam doğduğu yerin ufkunu koyu bir sis altında bulup da sevdiği şeyleri uzaktan bir an evvel görmediği için nasıl mahzun olursa ben de tıpkı böyle merak ve sabırsızlığa benzer bir elem duyarım.
Yüksek semanın ezeli mavilikleri içinde fen kanatlarıyla uçan bu kahramanların asla yaralanmayacaklarını, bulutların altında bekleyen muhakkak ölümün onlara uzun sürecek hiçbir acı, hiçbir elem duyurmayacağını düşünüyordum.