Kentteki boğucu yaşantımız, karaladığımız bir sürü gereksiz kâğıt, oynadığımız briç de birer kabuk değil mi? Bütün ömrümüzü işsiz güçsüzlerin, karaborsacıların, aptalların, avare kadınların arasında, günlerimizi saçma sapan şeyler dinlemekle geçirmemiz de birer kabuk değil midirler?