Tanrı, hiçbir çocuğu kötü olsun diye yaratmaz! Onu kötü yapan, kötü eğitimdir! Kötü anne ve baba, kötü çevre,kötü yönetim balçık gibidir, zavallı yavruları da çekip yutar.
"Vaziyeti nasıl doktor?" diye sordu.
"Pek iyi değil. Çok hasta."
"Neyi var acaba?"
"Her şeyi var, hiçbir şeyi yok. Görünüşe bakılırsa çok sevdiği bir varlığı kaybetmiş. Böyle bir şey insanı ölüme kadar götürür."
Istıraptan çıldırmış gibiydi. Beyninde sağlam hiçbir şey hissetmiyordu. Gençliğin verdiği hiçbir kıymeti kabul edemeyeceğini hissediyordu. Ümitsizlik, kuruntular ve yorgunluklar içindeydi. Bitkindi. Artık bitseydi herşey.
Çocuklara, felaketler, büyük ıstıraplar kadar hiçbir şey sessiz durmayı öğretemez. Susan,az konuşan çocuklar genellikle sıkıntılar,kederler içinde bunalmış ortamlardan çıkar.
Sekiz yaşında iken soğumuştu kalbi. Buz gibi, sevgisiz, mutsuz, karanlık bir mezar gibi soğuk bir kalp... Fakat onun kabahati değildi bu... Onda eksik olan sevgi değildi. Eksik olan imkandı. Sevme imkanı,sevme alanı, sevilecek kimse...