"Bütün dünya sizin ölmenize, düşmenize seyirci kalır, çünkü dünya bencillikten ibaret olan, insan soyu için bir erdemi ya da bir fikri temsil etmeyen her şeyin düşmesine, ölmesine sadece seyirci kalır."
Bugün yeryüzünde hâlâ kin ve nefret kuleleriyle pekiştirilmiş, önyargılardan, ayrıcalıklardan, yalanlardan,haraçlardan, yolsuzluklardan, baskılardan, haksızlıklardan ve cehaletlerden kurulu muazzam bir kale var.
Aşkta orta yol yoktur;ya mahveder insanı, ya kurtarır. Insanın tüm yazgısı bu ikilemden ibarettir işte: Mahvoluş ya da kurtuluş; hiçbir zorunluluk aşk kadar kaçınılmaz bir şekilde karşımıza koyamaz bu ikilemi.
Ne türlü tehlikelerle karşı karşıya bulunduğunuzu bir bilseniz ey gönlü yüce kadınlar!Sizin verdiğiniz yürektir çoğu zaman, bizim aldığımızsa beden. Yüreğiniz sizde kalır ve ürpererek seyredersiniz onu karanlıkta
Bilmek bir dayanaktır insan için, düşünmek bir ilk zorunluluktur ,hakikat ve doğru da,tıpkı ekmek gibi bir besindir. Aç midelere olduğu kadar,aç zihinlere de acımalıyız. Ekmeksiz kaldığı için can çekişen bir vücuttan daha da acıklı olan şey, ışıksızlıktan ölen bir ruhtur.