Her şey ama her şey zamana mukabil değişime uğrar.
İstisnalar kaideyi bozmaz ve hiçbir şey aynı kalmaz.
İnsanlar, ilişkiler, eşyalar, yaşadığınız ev, büyüdüğünüz mahalle… Her şey!
Değişim değişmeyendir. Müspet evriliyorsa “yapım”, menfi ilerliyorsa “yıkım” olur.
Nuri Sincanlı romanında ihtirastan yana meyli yüksek insanın “değişim” adı altında nasıl bir yıkıma sürüklendiğini kâh geçmişi yâd ederek kâh aczin en tumturaklı haliyle gözler önüne seriyor.
Romanın baş kahramanı Erenköy eşrafından Emin Bey, tasavvuf terbiyesi almış, iyi kalpli, aza kanaat eden fakat asla öz disiplininden ödün vermeyen, kimine göre de aksi sayılacak bir ak saçlı.
Yaşadığı mahallenin zaman içerisinde kapitalizm tellaklığı yapan müteahhitlerin elinde yok oluşuna yüreği elvermezken bir de kaybettiği eşinden teberik müstakil evini korumak adına evinin bahçesine bir kuyu açtırmaya niyetlenir.
Amma velakin hiçbir şey Emin Bey’in hayal ettiği gibi olmaz adeta kendisi için bir imtihana dönüşür.
Demem o ki gönül rahatlığıyla listenize ekleyebilirsiniz.
