Bir kere zaman dediğimiz sihirbaz tanrı, gi.ineşi, suyu, rüzgarı ve ağaçların hüznünü birbirine ayarladı mı, şehri, eşyada yalnız kendi gurbet çekmiş ruhu-nun hallerini gören bir ressamın elinde bırakır. O, bize akşamlarımızı, sabah-larımızı hazırlar, paletinin bütün hünerlerini, değişmesinin bütün zenginliğini ortaya atar, kızarttığı yapraklara küçük bir şafak manzarası verir, saatleri billur bir yuvarlakta seyredilen kavsikuzahlı akisler gibi renk ve büyü ile doldurur, eşyanın çizgilerine mahzun ve şuurlu bir tebessüm sindirir, kfilnatımıza bütün bir sanat duygusu, bir Şair içliliği katar. Akşamlar birdenbire büyür ve genişler. Zincirlikuyu sırtlarından ta Hayırsızada kıyılarına kadar ufuk kavsinin hemen yarısı onun malikanesi olur.