Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şehvetiye Tarikatı

İsmail Saymaz

Şehvetiye Tarikatı Sözleri ve Alıntıları

Şehvetiye Tarikatı sözleri ve alıntılarını, Şehvetiye Tarikatı kitap alıntılarını, Şehvetiye Tarikatı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kim Koruyacaksa!
Yurttaşlar sahte ya da gerçek, bir şeyhin dinsel, cinsel ve ekonomik istismarına karşı korunmalıdır.
Sayfa 118 - İletişim yayınları - 14. Baskı 2019Kitabı okudu
Türkiye Cumhuriyeti, laik-demokratik ve hukuk devleti niteliğini korumak; tarikat ve cemaatlerin devleti ele geçirmeye yönelik faaliyetlerini önlemek zorundadır.
Sayfa 117 - İletişim Yayınları - 14. Baskı 2019Kitabı okudu
Reklam
Başlıyoruz.
Gözleri doluyor tozlu çerçevedeki Mustafa Kemal'in Bir elinde Cumhuriyet'in kum saati bir elinde "Adalet mülkün temelidir!"
Sayfa 8 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
Ya gerçek şeyhler?
Tekke ve Zaviyeler Kanunu devleti ele geçirmek için mücadele eden Fetullahçılar, Nakşibendiler ve Süleymancılar gibi tarikat ve cemaatlere değil, dini telkinle müritlerini istismar eden Uğur Korunmaz ve Recep Küçük'e uygulanıyor. Sahte şeyhler cezalandırılırken, gerçek şeyhler ise laik devletin ruhuna fatiha okuyor. Halbuki TBMM'nin, 30 Mayıs 1925'te 677 sayılı kanunu kabul ettiği gün, Refik Koraltan'dan sonra kürsüye çıkan Rize milletvekili Ekrem Bey (Rize), bağnazlığa karşı Cumhuriyet'in zaferini ilan ederek, şöyle konuşmuştu: Bundan sonra şeyh ve tekke ismi kalmayacaktır. Bunu görmekle mesudum. Tekkeler şimdiye kadar en iğrenç içtimai: (sosyal) sahnelere yuva olmuş, memleketin en buhranlı zamanlarında meşum (uğursuz) ve siyasi tahribat yapmışlardır . . . Asıl mesut olduğum diğer bir cihet (yan) vardır ki, o da fikri taassup (bağnazlık) denilen bu yılanın bugün paralanmış olmasıdır. O şimdi kıvranarak, hırlayarak can çekişiyor. Bununla beraber tehlikesini biraz daha muhafaza ediyor. Fakat Cumhuriyetin çıkardığı kanunların satırı ile onu tamamıyla öldüreceğiz ve taassup içinde yaşayan milletlere misal olacağız!
Sayfa 21 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
Hoca, televizyon karşısında otururdu. Gerçekte televizyon izlemediğini, Filistin'de savaşta olduğunu söylüyordu. Sa­atlerce kendisini izlememizi istiyordu. Biz de izliyorduk. "Nafile namaz kılacağınıza yanımda durun," diyordu. "Be­nim yanıma gelmeniz, Umre'ye gitmenizden daha hayırlı­dır," diyordu.
Dini ritüellerin etrafında gelişen pazardan daha fazla pay alma hırsı olmadık dini suiistimallere yol açmaktadır. Vaaz ve hutbeler, televizyon programları ve sair araçlarla yapılan cemaat propagandalarında artık gizleme ihtiyacı duyulma­dan suistimaller yapılmaktadır .
Reklam
zurnanın zort dediği yere geliyoruz.
Holdingleşen tarikat ve cemaatler dini bir sektör ve piyasa oluşturuyor: Dini ritüellerin etrafında gelişen pazardan daha fazla pay alma hırsı olmadık dini suiistimallere yol açmaktadır. Vaaz ve hutbeler, televizyon programları ve sair araçlarla yapılan cemaat propagandalarında artık gizleme ihtiyacı duyulmadan suiistimaller yapılmaktadır. Bu aşamada, bireyin kurtuluşunun cemaat yoluyla gerçekleşeceğine dair güçlü bir inanç aşılanıyor. Tabanı, eğitimsiz ve ekonomik açıdan güçsüz müritlerden oluşan topluluklar hurafeciliğe başvuruyor: Kitapta yazan her bilgiyi adeta kutsayarak doğru kabul eden, dobra dobra anlatan bir söylem, mensuplarında hakkı her zaman ve şartta söyleme cesaretine sahip şeyh/hoca efendi izlenimi yaratmaktadır. Hurafe bağlılığını güçlendirmek için katalizör görevi görmektedir. Hurafe saçma görünse de (kişi) ona inandığında inanılmaz bir tatmin duygusu yaşamaktadır. Hocasına bağlılığı kat be kat artmaktadır...
Sayfa 19 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
Geçmişte oy ter­cihlerini açıklamaktan kaçınan Menzil, lsmailağa ve Eren­ köy ile bir kısım Nurcular, 16 Nisan 2017'deki referandum­da, 24 Haziran 2018'deki genel seçimde, 31 Mart 2019'da­ ki yerel seçimde AKP'ye oy vereceklerini ilan etti. Cübbeli Ahmet, 23 Haziran 2019'da yapılan tekrar seçimde AKP'nin adayı Binali Yıldırım'a atılmayan oyların haram olduğu yö­nünde fetva verdi.
Sayfa 18 - PDF
"Ehliyetsiz şeyhlerin göreve gelmesini ve tarikatların yozlaşmasını önlemek ve tekke sayısını sabitlemek" için, 1866'da Şeyhülislam'a bağlı Meclis-i Meşayih (Şeyhler Meclisi) kuruldu. Kurul, şeyhleri sınava tabi tuttu ve yayınları denetledi. İkinci Meşrutiyet'ten sonra çıkan Ceride-i Sufiyye, Tasavvuf ve Muhibban gazeteleri, tarikatlardaki yozlaşmaya çare aradı. Tasavvuf dergisi Cemiyet-i Sufiye, Bektaşilerden oluşan Muhibban ise Cemiyet-i Sufiye-i İttihadiye adlı dernekleri kurdu. Bu dernekler tarikatların reformdan geçirilmesini istedi.
Sayfa 13 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
Cemaatlerin doğuşu
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın (DlB) "Dini-Sosyal Teşekküller Geleneksel Dini-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Yönelişler" adlı gizli raporuna göre, 1950 yılından önceki baskı politikasından ötürü yeraltına inen tarikatlar, yumuşamanın yaşandığı yıllardan itibaren demek, vakıf ve yasal kuruluşlar etrafında toplanarak, cemaatleşti. Bir
Sayfa 15 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
Reklam
vay babam vay..
Nakşibendiliğin yükselişi FETÖ davaları, devlette ve bürokraside laik bir arınmayı ge­tirmedi. Tam aksine, diğer tarikat ve cemaatler FETÖ'den boşalan kamusal alana gözlerini diktiler. Bilhassa Nakşiben­dilik ve onun Güneydoğu kolu Menzil etkinlik kazandı. Siirt'te 1902'de doğan Abdulhakim Hüseyni, toprak alıp Adıyaman'ın Menzil köyüne yerleşti ve tarikatını kurdu. Hüseyni'nin ölümünden sonra posta, oğlu Muhammet Ra­şid Erol oturdu. 12 Eylül'den sonra Erol, Çanakkale'de iki yıl sürgün hayatı yaşadı. Erol 1993'te ölünce, yerine oğlu Abdulbaki Erol geçti. Sağlık Bakanlığı ve Emniyet'te örgüt­lendiği ileri sürülen Menzil'in Tümsiad adlı iş adamları der­neği, "Beşir" adlı bir uluslararası yardım kuruluşu ve "Se­merkand" adlı televizyon kanalı var.
Sayfa 16 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
kınarsam başıma gelir mi diye korkmuyorum, çünkü ben mal değilim :D
Yılmaz, reenkarnasyona ikna ettiği; öğretmen, doktor ve tüccarların da içinde olduğu on bir kişiden bir milyon TL'yi aşkın para almıştı. Onlardan biri, Hizan'da sözleşmeli öğretmenlik yaparken, Yılmaz'a yüz yirmi bin TL veren Burçin D.'ydi: Beni reklamasyona inandırdığı için ve kendisinin veli bir kul olduğunu düşünerek, para verdim. Parayı verinceye kadar vücudumda esneme hali oluyor, verdiğimde geçiyordu. Devamlı uyku halindeydik. Uykuya doyamıyorduk. Sıkıntıda olduğumuzu söylediğimiz zaman, Yılmaz bir şeyler okuyup elini yüzüne sürüyor, sağ elini göğsünün üzerine koyuyordu. Kendisinin ciddi manada gücü olduğuna inanmıştık.
Sayfa 26 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
siz aklınızı kiraya vermişsiniz resmen, hayretler içerisindeyim.
Cinsel istismarı ekonomik sömürü izliyor. Şehvet ile servet iç içe geçerken, müridin varlığı, yardım ve bağış adı altında şeyhe aktarılıyor. Uğur Korunmaz, müridi tarafından tekke yapılması için bağışlanan daireyi üzerine aldı. Mustafa Çalışkan, bağış ve kurban derileriyle, Recep Küçük topladığı aidatlarla geçindi. Cincilik, üfürükçülük ve gelecekten haber vermek de bir başka istismar kapısı olarak öne çıkıyor. Nevzat Açıkgöz, cinlerin koruduğu defineyi çıkaracağını vaat ederek, eski bir milletvekilini ve iş adamlarını dolandırdı. Ahmet Coşkun Yılmaz, reenkarnasyonu kullanarak bir hakimi ve onlarca insanı aldattı. "Sahte şeyhler" şikayet ve ihbarda bulunulmadıkça uzun yıllar faaliyet gösterebiliyor. Çalışkan dört şehirde, Işık evinin bodrum katında, Korunmaz bir apartman dairesinde, Küçük köyde tekke kurdu. Işık on dokuz, Küçük on dört, Çalışkan on üç ve Korunmaz altı yıl boyunca varlığını sürdürdü. Nasıl mı? Çünkü, devlet tarafından "gerçek şeyhlere" tanınmış resmi hoşgörüden, koruma zırhı ve dokunulmazlıktan yararlanıyorlardı.
Sayfa 21 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
oha ohaaa :d
Servetlerini verdiler Sevgi S.'yi "Bir kadınla görüşmemi gerektirecek nefsi duygularım yok," diye kandıran Yılmaz, aslında Hatay'da iki kadınla aynı evde yaşıyordu. lki sevgilisinden biri, Sevgi S.'yi Yılmaz ile tanıştıran Fatoş Güneş'ti. Avukat Esra Pelin G.'nin Yılmaz'a yönelik ilgisinin sebebi ise şuydu: O da Yılmaz tarafından yüz on bin TL dolandırılmıştı! Üstelik mağdurlar bu iki kadından ibaret değildi. Aslında Yılmaz, Bitlis'in Hizan ilçesinde Özgür Y.'ye ait özel hastanede çalışıyordu. Özgür Y. dünyaya gelen bebeğinin göğsündeki yara izine bakarak, Yılmaz'ın "mübarek bir şahıs" olduğuna hükmetmişti. O kadar ki, şizofren olan ağabeyinin sağlığına iyi geleceğine inanarak, ilçede görev yapan bir öğretmenden dört yüz bin TL istemişti. "Ne için istiyorsun?" diye soran öğretmene, "Ben Ahmet Coşkun Yılmaz için her şeyi yaparım. Gerekirse oğlumun başını keserim," demişti. Özgür Y., bu kör inancın sonunda Yılmaz'a üç milyon TL kaptırmıştı.
Sayfa 27 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
+18 :))))
Zikirler devam ettikçe kişi; mürid, yani rıza gösteren, şeyh­ten razı olan ve onu seven manasına gelen safhaya gelir. Zi­kirde mürit cezbelenir. Şeyhe olan aşkı, müridi cezbeder. Cezbolan müridin badelenmesi gerekir. Aksi takdirde has­ta olur. Müridler badelenmeyi rüyasında görür ve şeyhe aş­kı artar. Mürid badelenmenin ne olduğunu sorduğu zaman anlatırım. Cezbelenen mürid sır odama gelir. Odanın ka­pısını kilitler. "Hazırım," derse elimi yalamaya ve emmeye başlar. Sonra pantolonumun fermuarını açar ve (...)
1.274 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.