Eski Türk töresinde uçmağa varanın kutlu naaşını taşıyarak gizli mezar yerine getirenler bu sırrı açıklamasın diye oklanırdı. Yalnızca bir kişi sağ kalırdı ve o son gören olarak geri dönerdi. Olanları yetkiliye haber verdikten sonra o da oklanırdı ki sırrı bilen kimse kalmasın.
Dokak Bey, bir sele baktı; bir de tutup gözleri kapalı uyumaya başlayan yavrusuna.
"Sel" dedi, "Sen bir sel olarak akacaksın acunda. Önüne çıkan bütün bentleri yıkacaksın. Yükseklerden güç alacaksın ki sürekli besleneceksin dorukların yüceliğiyle"
Küçük yavrusunun adını koymak için tereddüt etmedi.
"Ey kutlu Buz Dağı, gösterdiğin imi (işaret) aldım. Oğlumun adı Selçuk"
Oğuz dilinin güzelliğinde sel ile birleşen "çuk" eki kavgacılığı, savaşçılığı anlatır. Selçuk, seli sahiplenmektir.
Dokak Bey
Demir Yaylı Dokak Bey
Her halde demirden bir yayı vardır. Övgünün nedeni ne olursa olsun yiğit, sözünün eri, Oğuz'a sahip çıkan, hak ve yargu bilir mert bir bey.
Not: Selçuk Bey'in babası
Kınık boyunun tamgası, çakır kuşudur.
Not: Çakır kuşu, atmacagillerden yırtıcı bir kuştur. Kıvrık kısa gagalı, ince, uzun keskin pençeli olup atmacaların en irisi olarak tanımlanır.
Oğuz Ata, Gök armağanı üç gümüş oktan birini oğlu Deniz Han'a verdi. Oğuz Ata'nın "Üçoklar" olarak kutlu bir adla adlandırdığı oniki boydan biri olarak sınandırlar. Kınık Han, Deniz Han'ın dört oğlundan biridir.