Sözler ve Alıntılar
Bilmiş ol ki, baş, vücuda göre ne ise, sabır da imâna göre odur.
Nerede Rabbini bilen alim?.. Nerede günahından korkabilen?.. Nerede (Allah’a) kurbiyetiyle sevinen?.. Nerede O’nun zikriyle meşgul olan?.. Ve nerede O’na uzaklığından ürperti duyan... Ey aldanmış, mağfiret olunan budur işte!..Senin perdeleri yırttığını Celîl olan Allah görmedi mi zannediyorsun?..
Hz. Ali (r.a.) şöyle demiştir:
“ Ey Ademoğlu ! Zenginliğinle şımarma, fakirliğinle ümit kesme. Belaya üzülme. Bolluğa da sevinme. Çünkü altın, ateşle tecrübe edilir. Salih kullar da belayla denenir. Sen istediklerine ancak iştahlarını terk etmekle ulaşabilirsin. Umduklarına, hoşuna gitmeyen şeylere, sabretmeden kavuşamazsın. Sana farz edilenlere riayette son derece gayretli ol.”
İmam Muhammed Zahidü’l-Kevserî derdi ki:
“ İmam Muhasibi’nin Gazali üzerindeki tesiri büyüktür. Hatta Gazali, Muhasibi’nin “ er-Ri’âye” adlı eserini tamamıyla “ İhya” sı içerisine yerleştirmiştir.”
Allah’u Teala’ya yol bulma ve nefsi ıslah ve tezkiye etme işi, bir şeyhe bağlanmaya ve el tutmaya bağlı değildir. İlme sarılmak; Allah’ın emrettikleriyle, kitap ve sünnetin ihtiva ettiğiyle, bu ümmetin ilk halkasının yaşadıklarıyla amel etmek, bunun yegâne yoludur.
Amelde ‘ucubdan sakın. Bunun gibi ilminle kendine süs vermekten de sakın. Zahir ilmin bozduğu (tefsir, hadis ve fıkıh gibi Şeriat’ın esası olan ilimlere uymayan) batın bir edebe inanma.İnsanlara isyan pahasına da olsa Allah’a itaat et, ama Allah’a isyanda insanlara itaat etme.
Allah için terkettiğin hiçbir şeyin yokluğunu duymayacaksın.